tag:blogger.com,1999:blog-75879054234769176202024-03-16T10:24:42.833+03:00KitapCumhuriyetimEdebiyat ve Kitaplar üzerine açılmış bir blog.Bloğumda güncel edebiyat haberlerini paylaşmaktayım.Ayrıca okuduğum kitapları,izlediğim filmleri yorumlamaktayım.Kısacası Hayata dair bir blog.Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.comBlogger591125tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-7696988338654030172023-08-10T10:06:00.001+03:002023-08-10T10:10:12.585+03:00Çekiliş Kazandım ve Blog Hayatına Geri Döndüm:) :) <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjQWFRYkMGuvIgd3HXNs6h5U0yPjcNEmWFIT8r6xa3uexa7N_QlBhL1Q0r2uwHdeD3rBy63sTVl6ArOlUulz5yRbR-acVYdvXkSvBPNMyjQd4PkZWoKHa6KABk6Ng_S-b70rTDdeldMZQJoonuC1DshGkGcP7LJhWxfqfxKukWt8WGZm8RgMco9eGEIzc/s1947/Screenshot_20230810_100842.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1947" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgjQWFRYkMGuvIgd3HXNs6h5U0yPjcNEmWFIT8r6xa3uexa7N_QlBhL1Q0r2uwHdeD3rBy63sTVl6ArOlUulz5yRbR-acVYdvXkSvBPNMyjQd4PkZWoKHa6KABk6Ng_S-b70rTDdeldMZQJoonuC1DshGkGcP7LJhWxfqfxKukWt8WGZm8RgMco9eGEIzc/s320/Screenshot_20230810_100842.jpg" width="178" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dxFX7bZRC5ybYdauSUH0DW5QwifznfmAMKqRDCQkJDzudRW1Df4lAiVX2vDZvUfTo-Ja7nR1PQSVtVmq4bMTQ' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe></div><br /><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div>Yine uzun bir aradan sonra buraya yazmamanın heyecanı içerisindeyim. Uzun süreli gitgellerde olsa buraya yazmayı hep sevmişimdir, biraz daha aktif olma zamanı geldi sanırım.<div><br /></div><div>Sevgili <a href="https://www.kitapkesfiblog.com/">kitap keşfimiz</a> harika bir kargo ile beni benden aldı, o kadar naif ve iyi yürekli bir arkadaşımız ki anlatamam. Kalbinin güzelliği kargoya yansımış adeta. Bu güzel hediyeler için çok ama coook teşekkürler.Biraz geç bir dönüş oldu ama kusura bakmayın lütfen 🧡🧡🧡</div>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-49300059241830228102023-03-20T23:39:00.000+03:002023-03-20T23:39:34.676+03:00Devrim niteliğindeki DeFi Protokolü IPOR 22 Mart 2023'te Bitget'te listelenecek<p><em>Bitget, geleneksel finans oyuncuları için IPOR pratik çözümü ile DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu dolduracak</em></p>
<p><img alt="" src="http://media.boomads.com/images/offer/1280x1280-20232003025318968.PNG" style="width:100%" /></p>
<p><strong>Victoria, Seyşeller, 20 Mart, 2023</strong> - En büyük kripto Copy Trade platformu Bitget, IPOR'un spot piyasanın İnovasyon Alanında listeleneceğini duyurdu. Dijital varlık için yatırma hizmetleri <a href="https://www.bitget.com/tr/support/articles/12560603777997" target="_blank">22 Mart 2023 10:00’dan (UTC+3)</a> itibaren sunulacak ve listeleme aynı gün saat 15:00'de (UTC+3) yapılacaktır.</p>
<p>IPOR Protocol, Inter Protocol Over-block Rate (IPOR) endeksini kullanan merkeziyetsiz bir faiz oranı türev borsasıdır. IPOR Endeksi, IPOR AMM, likidite havuzları ve Varlık Yönetimi akıllı sözleşmeleri aracılığıyla saklama kuruluşu olmayan zincir içi faiz oranı swapları sunmaktadır. Protokol, gelişmekte olan DeFi kredi piyasaları için faiz oranı türevleri ve endeksleri de dahil olmak üzere risk yönetimi araçları sağlayarak DeFi ve TradFi arasındaki boşluğu doldurmayı amaçlamaktadır. Bu durum istikrarı artırmakta ve sabit gelirli yatırımları geleneksel finans oyuncuları için daha cazip hale getirmektedir.</p>
<p>IPOR ekibinin 2011 yılından bu yana kripto sektöründe yer alan üyeleriyle sahip olduğu engin deneyim, ona önemli avantajlar sağlamaktadır. Üç doktoralı, sabit gelir alanında 20 yılı aşkın deneyime sahip kuantörler, 15 yılı aşkın deneyime sahip kurumsal yazılım geliştiricileri, Cardano'nun danışmanları ve 1inch'in kurucusu yer alıyor. TradFi'deki faiz oranı türev piyasası 450 ila 600 trilyon nominal arasında muazzam bir büyüklüğe sahipken, DeFi'de henüz kullanılmamıştır. IPOR protokolü, TVL'de 40 milyon doların üzerinde bir rakamla ilk 5 türev platform arasında ve Ethereum'da ilk 2 sırada yer almaktadır.</p>
<p><strong>Bitget Yöneticisi Gracy Chen</strong>: "Vadeli işlemler ve Copy Trade’de lider bir kripto borsası olarak, ürün tekliflerini genişletmek bu yılki ana stratejimiz. Ayı piyasasında bile, hızla büyüyen spot işlemler piyasamızda daha fazla gelecek vaat eden projeyi desteklemekten mutluluk duyuyoruz ve IPOR'un benzersiz özelliklerinin hem DeFi hem de TradFi oyuncularını çekerek DeFi'yi daha geniş bir kitleye ulaştıracağına inanıyoruz."</p>
<p><a href="https://www.coingecko.com/en/exchanges/bitget" target="_blank">Coingecko'ya göre</a>, Bitget'in 24 saatlik işlem hacmi 845 milyon dolar civarında ve tüm spot borsalar arasında 10. sırada yer alıyor. Platform şu anda 529 işlem çifti ile 460'ın üzerinde coin'i desteklemektedir.</p>
<p><strong>Bitget Hakkında</strong></p>
<p>2018 yılında kurulan <a href="https://www.bitget.com/tr/" target="_blank">Bitget</a>, temel özellikleri olarak yenilikçi ürünler ve sosyal işlem hizmetleri ile dünyanın lider ilk beş kripto para borsası arasındadır. 100'den fazla ülke ve bölgede 8 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veren borsa, güvenli, tek noktadan işlem çözümü sunarak kullanıcıların daha akıllı işlem yapmalarına yardımcı olmayı taahhüt eder. Ayrıca, aralarında efsanevi Arjantinli futbolcu Lionel Messi, lider İtalyan futbol takımı Juventus ve resmi eSpor etkinlikleri organizatörü PGL'nin de bulunduğu güvenilir partnerlerle yaptığı işbirlikleri aracılığıyla bireylere kriptoyu benimsemeleri için ilham veriyor. Coingecko’ya göre, Bitget şu anda en iyi 5 vadeli işlem platformu ve en iyi 10 spot işlem platformu arasında yer alıyor.</p>
<p> </p>
<p><strong>Daha fazla bilgi için </strong> <a href="https://www.bitget.com/tr/" target="_blank">Website</a> | <a href="https://twitter.com/bitgetglobal" target="_blank">Twitter</a> | <a href="https://t.me/BitgetENOfficial" target="_blank">Telegram</a> | <a href="https://www.linkedin.com/company/bitget-global/" target="_blank">LinkedIn</a> | <a href="https://discord.com/invite/bitget" target="_blank">Discord</a></p>
<p><strong>Medya soruları için iletişim:</strong> <a href="mailto:mert.k@bitget.com">mert.k@bitget.com</a></p>
<p> </p>
<p> </p>
<p><span style="font-size:80%">Bir <a href="http://www.boomads.com?client=4e4559dff39b4482b3ffafa7f3a19c4e&offerid=2025" target="_blank" title="boomads" rel="nofollow">boomads</a> advertorial içeriğidir.</span><script type="text/javascript">
boomads_offer_client = "4e4559dff39b4482b3ffafa7f3a19c4e";
boomads_offer_id ="2025";
</script>
<script type="text/javascript" src="http://counter.boomads.com/scripts/offer.js"></script>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-76745966598547629202023-03-05T15:36:00.005+03:002023-03-05T15:41:53.688+03:00Jack London-Martin Eden (Dünya Klasikleri)<div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyHb79RzXhyMKw8QGLl1hayy0Ez86rdW8DhuPBvSbQ5LYRuys7GJwX5aH2NEFcZfw4AAuwC_xMMZuRQTBmgKy78YBtJzXYYf07DT2fjzSW1BbM7RCiao3YdT9BCUpq0xGvRrLZlbEq6iXNl4SZ1bolfuhlGGujoYhLQevksN7nz0MQJVMH3HkhAFgq/s1660/InCollage_20230223_143655723.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><b><img border="0" data-original-height="932" data-original-width="1660" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhyHb79RzXhyMKw8QGLl1hayy0Ez86rdW8DhuPBvSbQ5LYRuys7GJwX5aH2NEFcZfw4AAuwC_xMMZuRQTBmgKy78YBtJzXYYf07DT2fjzSW1BbM7RCiao3YdT9BCUpq0xGvRrLZlbEq6iXNl4SZ1bolfuhlGGujoYhLQevksN7nz0MQJVMH3HkhAFgq/s320/InCollage_20230223_143655723.jpg" width="320" /></b></a></div><b><br /><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><b><div style="text-align: justify;"><b>Sonu ile beni şoke eden muazzam bir eser.Her ne kadar sonu böyle olmamalıydı desem de...İnanılmaz bir mücadele ve sonunda gelen başarının hikayesi:Martin Eden.</b></div></b><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Kitap bitmesin diye yavaş yavaş okudum.Bu çok garip bir duyguydu benim için.Kitabın bitmesini hiç istemediğimden kaynaklandı sanırım.Belki size saçma gelecek ama ben de durumlar tam da böyleydi:)</b></div><div style="text-align: justify;"><b>Sonu ile içimde kocaman bir boşluk bıraktı Martin Eden.Benim için her zaman özel bir yeri olacaktır Martin Eden'in.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Okumanın ne denli güçlü birşey olduğunu idrak etmemizi sağlayan bu roman ayrıca statü farkını da temel alan bireysel bir mücadelenin ürünüdür. Hayalleri uğruna hiçbir fedakarlıktan kaçmayan Martin Eden'in hayat mücadelesi insanı derinden etkiliyor.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Bazı kitaplar vardır her okunduğunda farklı hissettirir,herkes farklı bir açıdan bakar hayata,her insanda farklı duygular oluşturur. İşte böylesine güzel bir eser. Eminim ki farklı zaman dilimlerin de okuduğum zaman farklı duygular uyandıracak ben de:)</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Geçimini gemilerde çalışarak sağlayan Martin Eden kaba saba,konuşma dilini çok kötü kullanan,kaslı ve güçlü yağız bir delikanlıdır tabiri caizse.Statüsel olarak alt tabakadan bir insandır.Halkın içinden gelen, hayatı sıradan bir şekilde devam ederken bir gün Ruth adında güzel mi güzel,kültürlü mü kültürlü,adeta meleğin yeryüzüne inmiş bir temsili olan bir bayanı görünce bizim Martin'in hayatı alt üst olacaktır.Ruth'u tanımlarken biraz abartmış olabilirim:)</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Ruth Edebiyat bölümünde okuyan bir bayandır.Varlıklı bir aileden gelmektedir ve bir gün Martin Eden ile karşılaşır.Martin Eden kitap okumayı seven bir gençtir ve bu konuda muhabbet ederler.Onun konuşma dilinin berbat olduğunu düşünen Ruth ona bu konuda yardımcı olmaya çalışacaktır.Martin'in öğrenme hırsı ve zekası bir anlamda Ruth'u etkileyecektir.İkilisi arasında duygusal anlamda da yakınlaşma olacaktır zamanla.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Martin Eden Ruth ile tanışdıktan sonra Dünyaya bakış açısı değişmekte,sürekli kitap okuyarak kendini geliştirmektedir.Öte yandan eğitim hayatına yeniden başlayan Martin artık hayatı sorgulamaya ve sürekli yeni bilgilerin peşinde koşmaya başladıkça kendini daha çok geliştirmektedir.O kadar çok kitap okumaya başlamıştır ki kütüphanecinin bile dikkatini çeker bu durum.Ruth ile arasındaki kültür ve bilgi uçurumunu gitgide kapatarak neredeyse eşit hale geelcektir.Ondaki bu hırs Ruth'u derinden etkilemekte ve kendisini Martin'e daha çok yaklaştırmaktadır.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Ruth'un ailesi de bir anlamda Martin Eden'i kullanmaktadır.Martin'i asla ailesine yakıştırmayan Ruth'un anne ve babası Ruth'un aşka olan inancını alevlendirdiği için Martin Eden'e teşekkür borçludur.Ama bu yakınlaşma onlar adına da tehlikeli bir boyuta tırmanmaktadır.Burada yine o lanet statü farkı ortaya çıkacaktır ki asla sevmediğim bir durumdur.Zengin kız fakir oğlan toplumumuzun da kanayan yarasıdır adeta.Zenginlik tamam belki bazıları için çok önemlidir ama asla duygunun önüne geçmemelidir.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Okuma anlamında kendini inanılmaz şekilde geliştiren Martin Eden'in şimdi bir hedefi daha vardır.Yazmak ve büyük bir yazar olarak tarihe adını yazdırmak.Bu elbette kolay bir şey değildir ve sürekli karşısına çıkan zorluklar onu çok etkilese de hedefi uğruna asla vazgeçmeyektir.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Aşkı ile yazarlık hedefi arasında kalan Martin'iü zor zamanlar beklemektedir.İnsanın hedeflerine gitmek için amansızca verdiği mücadeleye tanık olacağımız bu güzel romanı sevdim ancak sonunu yakıştıramadım.Belki de böyle bitmesini istemediğimden yada bunu karaktere yakıştıramadığımdan sonunu maalesef beğenmedim.Yine de enfes bir tat bıraktı bu kitap ben de... </b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><br /></div>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com22tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-52539592235690753672023-02-23T14:28:00.004+03:002023-02-23T14:28:43.438+03:00Peyami Safa-Fatih Haribye<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfH-bmlrnXG9ePNCfgIkUAFDjuwdhk6B4XKb_w_GOcQG7RD0aa7JunU5Ud8nEeiPu828ifD1Vr8As0EBpTE7RHpbdxzMIETJVMaVse8nVNa1GKMMsooQHORXCS96SPxqkzh5wBmOGvVXODXA3si9xrjnu6AnghaVNgsKUpPF5x3Ps9SeDYJCKt5U_7/s1920/InCollage_20230205_124652126.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1079" data-original-width="1920" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfH-bmlrnXG9ePNCfgIkUAFDjuwdhk6B4XKb_w_GOcQG7RD0aa7JunU5Ud8nEeiPu828ifD1Vr8As0EBpTE7RHpbdxzMIETJVMaVse8nVNa1GKMMsooQHORXCS96SPxqkzh5wBmOGvVXODXA3si9xrjnu6AnghaVNgsKUpPF5x3Ps9SeDYJCKt5U_7/s320/InCollage_20230205_124652126.jpg" width="320" /></a></div><br /><p></p><p style="text-align: justify;"><b>Şark ile Garp arasına sıkışıp kalan Nerimanın aşk hikayesine tanık oluyoruz.Fatih de yaşayan ve musikiyi seven Neriman,yıllardır dostu olarak bildiği ve sevdiğini Sandığı Şinasi ve Harbiyeli Macit arasında kalmıştır.Fatih doğuyu, kültürümüzü Yansıtırken, Harbiye ise batıyı, bir anlamda yozlaşmış batılılaşmayı temsil etmektedir.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Fatih'teki yaşamından sıkılmaya başlayan Neriman zaman zaman Harbiye tarafına yaptığı ziyaretlerde batılıların yaşam tarzını sevmeye başlamış ve kendisinin hayat tarzının ne kadar tek düze olduğunu idrak ettikçe kendi çevresinden uzaklaşmaya başlayacaktır.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Harbiyeli Macit'i gördüğünde ona aşık olmaya başlayan Neriman aralarında kültür uçurumu olduğunu bilmekte ama yine de onların yaşam tarzına özenmektedir. Çünkü orada elit yaşam,şatafatlı hayat tarzı ve balo gibi şeyleri seven Neriman'ın gözlerini boyamıştır bir kere. </b></p><p style="text-align: justify;"><b>Batı özentisine kendisini tamamen kaptıran Neriman, kendi özünden uzaklaşmakla beraber sevdigi Şinasi'den de bu minvalde uzaklaşmaktadır.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>İlerleyen bölümlerde Neriman yaşanmış bir hikayeden öylesine etkilenecektir ki bu onu özüne geri döndürmeye yetecektir. </b></p><p style="text-align: justify;"><b>Yazarın daha önce 9.Hariciye Koğuşu isimli eserini beğenmiş olmakla beraber, bu eserini çok da beğenmesem de insan üzerindeki psikolojik tahlilleri hoşuma gitti açıkçası. Kitap bir çırpıda biterken ben Neriman isimli karaktere uyuz olmakla yetindim roman boyunca.</b></p><div style="text-align: justify;"><br /></div>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-9374180705256633522023-02-05T13:00:00.001+03:002023-02-05T13:00:26.817+03:00James Patterson-Büyük Kötü Kurt<p style="text-align: justify;"><b> </b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPMN0P4JKVavny8DlFAoGOguSZD2Uo3_NS_TauUJpQtkNgeI9kgN63cO5PaxuGrbiA9Ka3ii-S3eu9ZrcZ_oR4ye8v2VrbpBqTp9Z6FkdCVcGgosHfNkcTPsnNZxqT9WifMcG-ob0tj4ksl7ESchasaTLqWEmfSx-xrsk-NoQkBTX5Z6chanLw75wH/s3840/InCollage_20230202_085024887.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2158" data-original-width="3840" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPMN0P4JKVavny8DlFAoGOguSZD2Uo3_NS_TauUJpQtkNgeI9kgN63cO5PaxuGrbiA9Ka3ii-S3eu9ZrcZ_oR4ye8v2VrbpBqTp9Z6FkdCVcGgosHfNkcTPsnNZxqT9WifMcG-ob0tj4ksl7ESchasaTLqWEmfSx-xrsk-NoQkBTX5Z6chanLw75wH/s320/InCollage_20230202_085024887.jpg" width="320" /></a></b></div><b><br /></b><p></p><p style="text-align: justify;"><b><br /></b></p><p style="text-align: justify;"><b>Son zamanlarda okuduğum en iyi Polisiye romanlardan birisi ile karşınızdayım. Acımasız Rus mafyasının Amerika'daki yarattığı vahşet ve onların peşine düşen FBI Ajanı Alex Cross'un serüvenini heyecanla okudum diyebilirim.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Kendisine Kurt denilen psikopat bir katil izi sürülmesi çok zor olan bir internet sitesinden zengin ve sapık insanlarla iletişime geçerek para karşılığında onlara sapkınlıklarına göre insalar bulup, onları kaçırır ve para karşılığında bu insanlara pazarlar.Bir çeşit Deep Web sitesinde döner tabi bu işler.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Otel Film serilerini izlediyseniz bu romanı büyük ihtimalle seveceksiniz.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>FBI ajanımız Alex Cross'un Kurt isimli sapkını yakalamak için giriştiği mücadeleyi bir solukta okudum, tavsiye ederim. </b></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com16tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-87262564100261693182023-01-27T23:32:00.007+03:002023-01-28T10:05:09.173+03:00Anton Çehov-6.Koğuş(Dünya Klasikleri)<p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhK0PTeSwhHZ_Es8MROuFkQheNK4sKUPp1J_8CgVwpVF4TKbkXYELtFz-5i8Y0cMFCB9kh9T-NP_RDVTebpalZ305ytet_W32yn3XE2LiEFtETyHhkpUGH2SZVpqfvTXKq_zevDgr_pRwLYi-5ZbyXOdyHhKohrP30tzgSKPa0GcZ43GEds-Dbp2fjo/s1920/InCollage_20230127_221312871.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1079" data-original-width="1920" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhK0PTeSwhHZ_Es8MROuFkQheNK4sKUPp1J_8CgVwpVF4TKbkXYELtFz-5i8Y0cMFCB9kh9T-NP_RDVTebpalZ305ytet_W32yn3XE2LiEFtETyHhkpUGH2SZVpqfvTXKq_zevDgr_pRwLYi-5ZbyXOdyHhKohrP30tzgSKPa0GcZ43GEds-Dbp2fjo/s320/InCollage_20230127_221312871.jpg" width="320" /></a></div><br /><b><br /></b><p></p><p style="text-align: justify;"><b>Anton Çehov bir novellaya adeta dünyaları sığdırmış.Kitap beni çok derinden etkiledi.Bu arada şansıma hep beni düşünmeye sevk eden kitaplara denk geliyorum:)Öyle bir kitap ki insanın içinde bulunduğu durumu yeniden sorgulamasına sebep oluyor.Rus Edebiyatı bu anlamda gerçekten çok güçlü.Kitap o kadar etkili ki dönemin yönetcilerinden olan Lenin yapıtı okuduktan sonra dehşete kapılır ve kendisini 6.koğuşa kapatılmış gibi hisseder.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Kitap bir akıl hastanesinde geçmektedir.Hastane yıpranmış,bakımsız ve çok ağır kokan bir hastanedir.Leş gibi kokmaktadır adeta.Hastane içerisindeki bölümlerin birinde 6.koğuş vardır.Eserin konusunun büyük çoğunluğu bu 6.koğuşta geçmektedir.Öyle çok fazla karakter de yoktur eserde.Bu kadar az karakterle,bu kadar dar bir mekanda geçen kitap nasıl olur da insana bu kadar çok şey düşündürüp,hayatı tekrar sorgulamamıza neden olur?Yazar bunu inanılmaz bir şekilde başarmış ve kitap adını klasikler arasına yazdırmayı başarmış.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Konudan bahsedecek olursak;6. koğuşta İvan Dimitriç adında bilgili,kültürlü,kendini her açıdan geliştirmiş,çok zeki ve zamanında varlıklı bir ailede büyüyen bir adam vardır.Hayatı gayet iyi giderken kardeşinin ölümü ve babasının iflas edip cezaevine girmesinden sonra Dimitriç'in hayatı alt üst olur ve annesi ile ortalıkta kalakalır.Annesi de bir süre sonra hayata veda eder.Hayatta yapayalnız kalan İvan Dimitriç öğrenim hayatını yarıda bırakmak zorunda kalır.Parası da tükenince sadece ekmek ve su ile karnını doyurur aylarca.Hal böyle olunca İvan Dimitriç akli melekelerini kaybetmeye başlar.Kendisini sürekli Polislerin takip ettiğini düşünür ve paranoyak olur.Mahallede işlenen cinayette kendisinin alakası olmadığı halde polisin onu yakalayacağını düşünür ve bir süre aç ve susuz bir şekilde evin bodrumunda saklanır.Bu olanlara daha fazla dayanamaz ve kendisini 6.Koğuşta diğer delilerin arasında bulur.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Hastanede doktorlar da vardır tabi:)Andrey Yefimiç bu doktorlardan birisidir.Salla başı al maaşı modunda bir doktordur.Kendileri sabah 8'de gelir 5 'de eve gider.Evinde vaktinin büyük bir bölümünü kitap okuyarak geçirir.Dünya yansa umurunda olmayan bir tipdir.Hastanenin kara para aklamasından ve buradan para kazanmaktan hiç suçluluk hissetmez:)Bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali.Hastalarıyla bile doğru düzgün ilgilenmeyen bir doktordur.</b></p><p style="text-align: justify;"><b><br /></b></p><p style="text-align: justify;"><b>Bir de Nikita adlı karakter vardır ki oda hastalara karşı yumruklarını konuşturmaktan çekinmeyen gaddar bir görevlidir.Hastanedeki temizlik vb.angarya işlerine bakmaktadır.Hastalar kurallara uymaz ise onları acımasızca döver.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Kitap sıradan bir şekilde devam ederken bir gün Doktor Yefimiç'in 6.Koğuşu ziyaret etmesi ile olaylar bir anda değişir ve kitap kendisini soluksuz bir şekilde kendisini okutur.En azından bende öyle oldu:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Doktorla Dimitriç o kadar felsefi konulara ve tartışmalara girerler ki doktor karşısındaki kişinin bırak deli olduğunu şehirdeki en akıllı insan olduğunu düşünmeye başlar ve bu ziyaretleri sık sık yapmaya başlar.Dimitriç o kadar zeki ve güzel muhabbet eden birisidir ki doktor bu durum karşısında şaşırıp kalır.Dimitriç bir konuşma esnasında doktor der ki:''<span style="color: red;">Yüzlerce deli dışarda dolaşırken bizi burada esir tutuyorsunuz der.Adalet bunun neresinde der</span>.Burada yine aklımıza gelen metafor aslında güçlülerin güçsüzleri ezdiği,düşünüp irdeleyenlerin ve sistemi eleştirenlerin tutuklandığı bir senaryo aklımıza gelmektedir.Her zaman büyük balık küçük balığı yemeye devam edecektir ne de olsa.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Gel zaman git zaman doktor bu muhabbetlerden sonra Dimitriç'e hayran olmaktadır.Gerçekten asıl deli biz isek ve bu adam akıllı ise diye düşünmekten kendini alıkoyamaz.Doktor ile Dimitriç arasında geçen diyaloglar gerçekten mükemmel ve insanı düşünmeye sevk eden cinsdendir.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Doktorun sürekli Dimitriç'i ziyarete gitmesi diğer doktorların dikkatini çekmektedir.Bunun üzerine diğer doktorlar da Yefimiç'in aklını kaybetmeye başladığını düşünürler.Kitabın geri kalanını anlatmak istemiyorum:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Empati kavramı üzerinden insanı düşünmeye sevk eden ölümsüz bir eser olmuş.Bu kadar kısa sayfalara bu kadar anlam yüklemek her yazarın harcı değildir.Herkesin okuması gereken muazzam bir yapıt.Okurken Lenin'in de dediği gibi kendinizi 6.koğuşta hissetmeye hazır mısınız?</b></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-2956497254557884172023-01-20T03:23:00.009+03:002023-01-22T23:30:46.204+03:00Johann Wolfgang Von Goethe-Genç Werther'in Acıları<div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPP1AK5Wp11dgMRw8cezIAO76__t0IkU7HipT5zoUueG8fi92CYPrSQZS_G5V5hnlUOjo8Xc8YocWERFffn_RxS2lW7cRLi-0-O59pqSH84IsaiR6oNSEqieZP6Qg4duGvpyS1lblArrV7NfyHtaoNczKK9pY4UKnqVciRWkHfmduZhrJ4P6oyas7C/s1660/InCollage_20230120_031939637.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="932" data-original-width="1660" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjPP1AK5Wp11dgMRw8cezIAO76__t0IkU7HipT5zoUueG8fi92CYPrSQZS_G5V5hnlUOjo8Xc8YocWERFffn_RxS2lW7cRLi-0-O59pqSH84IsaiR6oNSEqieZP6Qg4duGvpyS1lblArrV7NfyHtaoNczKK9pY4UKnqVciRWkHfmduZhrJ4P6oyas7C/s320/InCollage_20230120_031939637.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/7JRRzEAw0zc" width="320" youtube-src-id="7JRRzEAw0zc"></iframe></div><br /><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Dünya Klasiklerinin yeri bende çok ayrıdır.Yine tadı damağımda kalan bir eser oldu Genç Werther'in Acıları isimli bu muazzam yapıt.</b></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b>Kitap kahramanımız Werther'in dostum diye hitap ettiği Wilhelm isimli kişiye yolladığı mektuplardan oluşmaktadır.Sürekli olarak gönderdiği bu mektuplardan bu güzel roman ortaya çıkmış.Bir nevi mektuplaşma diyebiliriz aslında bu romana ama tek taraflı olmak kaydı ile.</b></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b>NOT:Spoiler İçerir</b></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b>Aydın ve kültürlü bir insan olan aynı zamanda hukuk işleriyle uğraşan Werther,şehir hayatından sıkılır ve doğa harikası olan Wahlheim adlı bir kasabaya yerleşir.Bu kasaba yemyeşil bir bitki örtüsüne sahip,harika manzarası olan bir yerdir.Werther istediği huzuru bu kasabada bulmuştur adeta.</b></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b>Werther için herşey yolunda giderken bir gün Lotte adında bir bayanla karşılaşır ve hayatı tamamen değişmeye başlar.Werther Lotte'ye amansız bir şekilde aşık olmuştur.Onu takıntılı bir şekilde sevmeye başlamıştır ancak ortada çok büyük bir sorun vardır.Lotte Albert isimli bir şahısla nişanlıdır ve o dönemdeki toplumsal ve ahlaki ortam böyle bir aşka onay vermemektedir.Gel de bunu Werther'e anlat.Kalp söz dinler miki?Bu imkansız aşk Werther'i günden güne eritmektedir.İyice içine kapanan Werther yaşamının anlamı olarak imkansız aşkı olan Lotte'yi görmektedir.</b></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b>Lotte de bu aşkın imkansız olduğunu bilmektedir.O da Werther'e karşı iyi duygular beslese de bunun daha ileri bir boyuta gidemeyeceğini bilmektedir.Werther'in sık sık olan bu ziyaretleri Lotte'yi endişelendirmektedir.Bu ziyaretlere artık bir son vermesi için Werther'i uyarır.</b></div><div style="text-align: justify;"><br /></div><div style="text-align: justify;"><b>Bunun üzerine kahramanımız Werther zaten duygusal olarak yıpranmışken Lotte'yi bir daha görememe düşüncesi onu artık iyice yiyip bitirmiştir.Melankolik bir yapıya bürünen Werther Lotte ile birlikte olmasının artık imkansız olduğunu anlar ve hayatına son verir.Bunu yaparken de Lotte'ye bir mektup yazmayı da ihmal etmez.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Yazıldığı dönemde büyük yankı uyandıran bu eser Almanya'da gençler arasında bir intihar salgını yaratmıştır.Buna Werther Salgını ismini vermişler ve intihar vakalarında ciddi bir artış olmuş.Hal böyle olunca kitap Almanya,Danimarka,Belçika gibi ülkelerde yasaklanmış.Düşünsenize yazar o duygu yükünü öylesine hissettirmiştir ki,okuyan gençleri intihara sürükleyecek kadar ileri gitmiştir.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Peki intihar bir salgın mıdır?Bu olaylar üzerine araştırma yapan bilim adamları vakaları inceledikten sonra intiharın bir salgın hastalık haline gelebileceğini açıklamışlar.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Johann Wolfgang Von Goethe duygu yükünü insanlara öylesine iyi aktarmış ki bbir döneme damga vurmakla kalmamış,bu eserini klasikler arasına yazdırmayı başarmıştır.Gerek Werther'in duygusal karmaşasını gerekse onun Melankolik tavırlarını o kadar ustaca işlemiş ki hayran kalmamak elde değil.İmkansız aşkı Goethe'nin eşşiz kaleminden okumak bana çok büyük bir keyif verdi.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;">Alıntılar...</span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;">Anın tadını çıkaracağım, geçmiş benim için geçmişte kalacak.</span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;"><br /></span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;">Hayır, benim kalbim o kadar bozuk değil. Ama zayıf! Yeteri kadar zayıf! Bu da bir bozukluk değil mi?</span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;"><br /></span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;">Sabahları uyanıp parıldayan güneşi gördüğümde, "Al işte, yine cenneti andıran bir gün ve yine insanlar bunu mahvedecekler" diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.</span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;"><br /></span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;">Bazen aklım almıyor; onu yalnızca ben, hem de öylesine içten, öylesine dolu dolu severken, ondan başka hiçbir şey görmez, bilmezken, ondan başka hiçbir varlığım yokken, nasıl olur da onu bir başkası da sever, sevebilir?</span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;"><br /></span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;">İki ömrüm olsun isterdim; biri yaşamak, diğeri okumak için.</span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;"><br /></span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;"><br /></span></b></div><div style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;">Böyle mi olacaktı, insanı sonsuz derecede mutlu kılan şey, aynı zamanda üzüntüsünün kaynağı mı olmalı?</span></b></div>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com28tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-11864869624452464902023-01-08T18:13:00.006+03:002023-01-09T13:15:20.163+03:00Sabahattin Ali-İçimizdeki Şeytan<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCW5WbAtuxhie2TvRQIuRAfJhaQJPGsAQ0pV8YIVi96bd_wSfar9IIsXLSB3w81bDKb3O8xiRNV8Gi-T1IYvP83MkVWqBgskykz3BwC-1N_bRR5jzz_zkkre4k5aDL0D-Xt4kB5Qhg1luYH5nOK5hhemlv2mI3jSZBkRSi0bGg3hEB7eGZAnFfizfH/s1660/InCollage_20230108_165705306%20(1).jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="932" data-original-width="1660" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiCW5WbAtuxhie2TvRQIuRAfJhaQJPGsAQ0pV8YIVi96bd_wSfar9IIsXLSB3w81bDKb3O8xiRNV8Gi-T1IYvP83MkVWqBgskykz3BwC-1N_bRR5jzz_zkkre4k5aDL0D-Xt4kB5Qhg1luYH5nOK5hhemlv2mI3jSZBkRSi0bGg3hEB7eGZAnFfizfH/w320-h180/InCollage_20230108_165705306%20(1).jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/dbWn1UVx6QA" width="320" youtube-src-id="dbWn1UVx6QA"></iframe></div><br /><p style="text-align: justify;"><br /></p><p style="text-align: justify;"><br /></p><p style="text-align: justify;"> <b> Her insanın içinde bir şeytan var mıdır?Yoksa bu şeytan diye nitelendirdiğimiz bitmek bilmeyen arzularımız mıdır?Yoksa yaptığımız bencilliklerin,hataların,doyumsuzluk ve tatminsizliğimizin vücut bulan hali midir?</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Sabahattin Ali bu romanında toplumsal hayatı ele alarak içimizdeki şeytanın bize neler yaptırabileceğine değinmiş.Kitap yorumuna geçmeden önce Nihat adlı karakterin aslında Hüseyin Nihal ATSIZ isimli Türk yazar olduğuna değinmek isterim.Zamanında Atsız Sabahattin Ali'yi vatan düşmanı olarak nitelendirmiş ve aralarında çıkan bu talihsiz olayda Sabahattin Ali Atsız'a dava açar ve Atsız 6 ay ceza alır.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Sabahattin Ali'nin düzene karşı yapmış olduğu başkaldırıları ve yazıları onu bitmek bilmeyen bir cezalar silsilesine sokacaktır.Ancak Sabahattin Ali hiçbir zaman geri adım atmayacak düşüncelerini özgürce dile getirmeye devam edecektir,bu işin sonu hapishanede bitse bile.Sonra o meşhur Aldırma Gönül adlı şiirini Sinop Cezaevinde yazacaktır.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Şimdi romanın konusuna dönecek olursak;Ömer adlı karakterimiz İstanbul'da bir vapurda arkadaşı Nihat ile seyahat ederken Macide isimli bir bayan görür ve ona ilk görüşe aşık olur.Yıldırım aşkına tutulmuştur adeta.Tam Macide'ye doğru yürürken arkasından tanıdık bir ses duyar.Bu ses uzaktan akrabaları olan Emine hanıma aittir.Tesadüf budur ki Macide de akrabaları olan Emine hanımın evinde kalmaktadır.Ömer için bu ne güzel bir tesadüftür:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Macide Balıkesir'de yetişmiş alımlı bir genç kızdır.Musiki eğitimi almaktadır.Bedri adında yakışıklı bir hocaları vardır.Bedri de içten içe Macide'ye duygusal anlamda birşeyler hissetmektedir.Ancak lise biter ve Macide konservatuar eğitimi için İstanbul'a gider ve akrabaları Emine Hanımın evine yerleşir ve böylece bu aşk daha başlamadan bitecektir.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Gel zaman git zaman Ömer Emine Hanımın evini sık sık ziyaret etmeye başlar.Ziyaretlerinin sebebi malumumuz Macide'ye duyduğu sevgidir.Ömer'in Macide'ye karşı duyduğu aşk her geçen gün artmakta ve onu divaneye çevirmektedir.Herşey yolunda giderken Macide'nin babası vefat eder.Dolayısı ile Macide'ye gelen para azalır.Hal böyle olunca Emine hanım ve kocasına yük olamaya başlar.Sağolsun omlar da bunu Macide'ye çok güzel bir şekilde hissetirirler.Para bitti aşk bitti misali.Ah para ne lanet birşeysin sen,yokluğun ne büyük bir beladır.</b></p><p></p><div style="text-align: justify;"><b>Macide zamanla Ömer'e alışmış ve onu sevmeye başlamıştır.Emine hanım ve kocasının imalı laflarına daha fazla katlanamayan Macide kendine bir çıkış yolu olarak Ömer'in sevgisini görür ve onun evine yerleşmeye karar verir.Ömer de bunu tahmin edeceğimiz üzere seve seve kabul edecektir.</b></div><div style="text-align: justify;"><span style="font-weight: 700;"><br /></span></div><p></p><p style="text-align: justify;"><b>Ömer çalışmaktadır ancak kazandığı para ancak kendisine zor yeterken şimdi bir de Macide'nin yükü omuzlarına binecektir.İşte Ömer'in içindeki şeytan diye adlandırdığı tabu kendini bu dönemlerde daha çok hissettirecektir.Asla yapmadığı şeyleri yapmaya başlar Ömer.Bunda parasızlığın vermiş olduğu açlık daha çok ön plana çıkmıştır,Ömer'e hırsızlık yaptıracak kadar.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Macide Ömer'in arkadaşlarından hoşlanmamaktadır.Sık sık Ömer'in evine gelen arakdaşları Macide'yi çok tedirgin etmektedir.Onu tedirgin etmeyen tek kişi ise lise hocası Bedri'dir.Bedri ablasının hastalığı yüzünden müzik öğretmenliğini bırakmıştır ve İstanbul'a sık sık gelmeye başlamıştır.Eski arkadaşı Ömer ile de sık sık görüşen Bedri,Macide'nin yokluk içerisinde geçen günlerine acımaktadır.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ömer Macide'yi çok sevse de yaptığı hatalar ve maddiyatsızlığın verdiği geçim sıkıntısı Macide'yi günden güne Ömer'den uzaklaştırmaktadır.Ve bir gün Ömer tutuklanır.Sebebi ise arkadaşları ile olan muhabbetleridir.Çoğu siyasi muhabbetlerdir ki bunda yakın arkadaşı Nihat'ın siyasi ideolojilerinden kaynaklanan sıkıntılardır.Ömer tutuklu kaldığı süre boyunca kendisini iyice dinlemiş ve Macide'ye bu sefil hayatı daha fazla yaşatmama adına ondan ayrılma kararı alır.Zaten Macide de bir süre ondan ayrılmayı düşünmektedir.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ömer Macide'yi arkadaşı olan Bedri'ye teslim eder ve ondan ayrılır.Zaten Macide de içten içe Bedri'ye karşı bir sevgi beslemektedir.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Nedense bu güzel romanın sonu beni pek tatmin etmedi.Sanki birşeyler havada kaldı.Ama romanın genelinde hakim olan toplumsal konuları usta yazar son derece güzel yansıtmış.Ömer'in dediği gibi içimizdeki Şeytan bize hata yaptırmaya meyilli bir yaratıktır.Onu içimizde öldürmek bu minvalde çok önemlidir.Günümüzde çoğumuz hata yaptıktan sonra Şeytana uyduk deriz.Bu işin aslında kolay olanıdır.Yaptığımız hatalardan ders alsak ve bunu kabul etsek aslında bu metaforun ne denli saçma olduğunu anlayacağız değil mi?? </b></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com24tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-19441375259319145902022-12-29T13:05:00.002+03:002022-12-29T13:08:38.670+03:001 Kitap Fiyatına Tam 14 Kitap Aldım:)<p style="text-align: justify;"> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisK5pLFkpBALSGZxZQppJeJ8W_lIsT5M7xb5MOrUJmrVm75sviGtf4RMgwDHCLApta89n5F7EdUwukMGEujsjQjcZzySf_JkrpwTjwzvYSlROIJKoPuUKVHJN_UhgTn3c4ctFOMzCtHX3baB6ymanZqLW5t9NFO4i8yshSzxbpaAobE4Aiah-7bnP8/s3112/InCollage_20221229_130600843.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1749" data-original-width="3112" height="225" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEisK5pLFkpBALSGZxZQppJeJ8W_lIsT5M7xb5MOrUJmrVm75sviGtf4RMgwDHCLApta89n5F7EdUwukMGEujsjQjcZzySf_JkrpwTjwzvYSlROIJKoPuUKVHJN_UhgTn3c4ctFOMzCtHX3baB6ymanZqLW5t9NFO4i8yshSzxbpaAobE4Aiah-7bnP8/w400-h225/InCollage_20221229_130600843.jpg" width="400" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><p></p><p style="text-align: justify;"><b>Evet yanlış duymadınız, 1 kitap fiyatına tam 14 adet kitap aldım.Bir kısmını oğlum için aldım.Günümüzde 1 kitap fiyatının en az 20 tl olduğunu düşünürsek ki o fiyata bile zor kitap almak, ben baya bir karlı çıktım.14 adet kitabı 94 tl gibi bir fiyata aldım.Nereden aldığımı az çok tahmin edersiniz sanırım:)</b></p><p style="text-align: justify;"><br /></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com31tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-86100954118060148932022-12-22T22:05:00.004+03:002022-12-22T22:05:32.870+03:00Victor Hugo-Bir İdam Mahkumunun Son Günü<p style="text-align: justify;"><b> </b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8Vqk9HG1n6lR6dyNcFISYsVhw__8bzeJA7rOI23RxgvRK84zvE2rICcsfunb7eZ9U54sQXWAq58Nm2P6NavKjI5SBhwjJh7_vSYHe5EPnQ1cB2YDkNv1g7Zgj2ZnR7H57OBAykuT8g8GpQZZZkAmCAGoV4Z2RThNcGGffwCqxY_eDRqUr-jIHET0W/s2160/InCollage_20221222_214646964.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1214" data-original-width="2160" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi8Vqk9HG1n6lR6dyNcFISYsVhw__8bzeJA7rOI23RxgvRK84zvE2rICcsfunb7eZ9U54sQXWAq58Nm2P6NavKjI5SBhwjJh7_vSYHe5EPnQ1cB2YDkNv1g7Zgj2ZnR7H57OBAykuT8g8GpQZZZkAmCAGoV4Z2RThNcGGffwCqxY_eDRqUr-jIHET0W/s320/InCollage_20221222_214646964.jpg" width="320" /></a></b></div><b><br /></b><p></p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/nk6k6jnP3LA" width="320" youtube-src-id="nk6k6jnP3LA"></iframe></div><br /><b><br /></b><p></p><p style="text-align: justify;"><b>Dünya edebiyatının usta yazarlarından biri olan Fransız yazar Victor Hugo'dan muazzam bir başyapıt. Başyapıt diyorum ki bunu sonuna kadar hak ediyor.Düşündürdükleri ile, psikolojiye direk etkisi ile insanı derinden etkiliyor.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Yazar o kalemi o kadar kuvvetlidir ki sanki hücrede adamla beraber bende yattım.Onun hissettiklerini birebir hissettim.O eski püskü nem kokulu hücrenin her santimetre karesini hissettim. İçim ürpererek okudum adeta eser. Eğer psikolojiniz idama yaklaşan bir insanın hissettiklerini, acılarını, kederlerini stresini kaldıramayacaksa bu kitaptan uzak durun derim.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Viktor Hugo 1800 yılların Fransa'sında yaşamış bir insan olarak idama karşıdır.Şehrin merkezinde Giyotin adı verilen ve idama mahkum edilen insan ların kellelerinin tabiri caizse kopartıldıkları alanı görerek yaşamını devam ettirir insanlar.İdama mahkum olan insanların kelleleri bu giyotin denen yerde başlarından ayrılır.Bir gün Viktor Hugo bir gencin bu giyotin denen illette can verişini görür ve bu yazarı derinden etkiler.Bu idam denen insanlık dışı olay artık son bulmalıdır.Alır eline kalemi, kağıdı ve bu mükemmel eserin temelini atar.Büyük yankı uyandıran eser bugün eğer idam yoksa bunda payı büyük olacaktır. </b></p><p style="text-align: justify;"><b>Eserde 6 hafta içerisinde ölecek bir adamın hikayesi anlatılır. Daha doğrusu idam edilecek bir adamın son 6 haftası kalmıştır. Geride 3 bayan bırakacaktır. Annesi, eşi ve henüz 2 yaşındaki kızı. Üstelik adamın suçu sadece o zamanki düzeni eleştirmektir.Annem zaten 65 yaşında en azından bu zamana kadar göreceğini görmüştür bana üzülür ve belki ölür, onu ve eşimi pek düşünmüyorum ama 2 yaşındaki kızım ah zavallı kızım ben ölünce ona ne olacak?? </b></p><p style="text-align: justify;"><b>Duygusal mı duygusal, trajik mi trajik bir eser.Kitabı okurken sanki benim idama son 6 haftam kalmışta, ben yaşıyorum o psikojiyi gibi hissettim.Yazar öyle bir kalem kullanmış ki her anı hissettirdi bana.Sanki adamla birlikte ben de hücrede yaşadım. İçimde hep bir ümit oldu, adam inşallah idam edilmez ve kurtulur diye ama:(</b></p><p style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;">Tanrım bir kaçabilsem! Bana bir şans ver! Kaçmak gerek! Hem de hemen! Kapılardan, pencerelerden, çatıdan!Nereden olursa olsun! </span></b></p><p style="text-align: justify;"><b><span style="color: red;">Ey öfke! Şeytanlar! Lanet! Bu duvarı iyi aletlerle bile delmek için aylar gerekirdi, oysa benim, ne bir çivim ne de bir zamanım vardı! </span></b></p><p style="text-align: justify;"><b><br /></b></p><p style="text-align: justify;"><b>Çaresizlik içerisinde ölümü bekleyen genç bir adamın hikayesi tüylerimizi diken diken etmeye yetiyor. Peki burada gerçekten suçlu kim? Düzeni eleştiren birinin idama mahkum edilmesi mi, yoksa idamı izlemek için ön saflardan yer tutan ve deli gibi bu ölümü alkışlayan halk mı? </b></p><p style="text-align: justify;"><b><br /></b></p><p style="text-align: justify;"><b>Bu güzel eseri okuyun, okutturun!! </b></p><div style="text-align: justify;"><br /></div>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com26tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-85071580279803023802022-12-19T16:00:00.007+03:002022-12-19T19:03:08.046+03:00Alice İn Borderland-Netflix (Sonunda 2.Sezon Geliyor:)<p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6yAfPmpjryYySFqlf6Pwu6ZLpzXS1dKU1T8BH-DkOUQtM31f2H9HGRHgilAEdKNGwFywQqkblsjOI6sYvqncTwMFvAJwLaUABBAZ6ta45zrrwJEFvykZ8eokqSh5KxDkEQrSdGG_jsoOEbuWlE7EBukXKYbrFvBnCxx2Are5InejSrb6b0Dy4sciS/s1660/InCollage_20221219_155927392.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="614" data-original-width="1660" height="118" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj6yAfPmpjryYySFqlf6Pwu6ZLpzXS1dKU1T8BH-DkOUQtM31f2H9HGRHgilAEdKNGwFywQqkblsjOI6sYvqncTwMFvAJwLaUABBAZ6ta45zrrwJEFvykZ8eokqSh5KxDkEQrSdGG_jsoOEbuWlE7EBukXKYbrFvBnCxx2Are5InejSrb6b0Dy4sciS/s320/InCollage_20221219_155927392.jpg" width="320" /></a></div><div><br /></div><br /><p style="text-align: justify;"><b>Bu dizinin ilk sezonunu çok severek izlemiştim,nihayet perşembe günü 2.sezon geliyor:)Muhtemelen 1 günde bitirip inşallah 3.sezon ne zaman gelecek diye düşünmeye başlamam.Netflix'in en uyuz olduğum özelliklerinden biri aylarca bekle ve bütün sezon bir anda yayınlansın:)İster istemez merak edip izliyorsunuz ve bir bakmışız koca bir sezon 1 günde bitmiş:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Çekik gözlü arkadaşlar baya iyi dizi yapıyorlar bu ara:)Bu dizinin konusu da bana bir o kadar orijinal geldi.Dizi o kadar ilginç ki Distopya içerisinde Ütopya bile yaşatıyor bize,sahil denen dernek ile:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Arisu adlı karakterimiz gamer diye tabir edilen oyun manyağıdır.Varlıklı bir ailenin oğludur ancak oyun bağımlısı olduğu için babası tarafından dışlanmıştır.2 tane yakın arkadaşı vardır ve bir gün Tokyo sokaklarında polisten kaçarken bir metro tuvaletine girerler ve bu saatten sonra fantastik olaylar başlar.Dışarı çıktıklarında o kalabalık Tokyo sokaklarıdan eser kalmaz,bütün insanlar yok olmuştur,sadece üç arkadaş kalmıştır Tokyo sokaklarında.Sanki paralel bir evrene ışınlanmışlardır.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Yaşamak için oyna mantığı bu saatten sonra başlar.Üç arkadaş hayatta kalmak için amansız bir mücadeleye girişirler ve aslında yalnız olmadıklarını anlayacaklardır.Tokyo sokakları kabus sokaklarına dönecektir.Son derece vahşet içeren harika bir fantastik dizi olmuş.Alica Harikalar diyarının fantastik ve korkunç bir uyarlaması diyebiliriz dizi için.Son derece sürükleyici,tavisye edilir.</b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/cOEPgqMNres" width="320" youtube-src-id="cOEPgqMNres"></iframe></div><br />Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-25876270291503094452022-12-16T20:49:00.004+03:002022-12-16T20:51:13.614+03:00A-101 de Karşıma Çıkan 2 Adet Güzellik:) <p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiV1U78eHXSaDs6RCJxSRqEqALSmwJCEaK_-ZgvkZrMMtM5bqGYUk5MMvYKh5dy2S1jwNShOaLbefGW9nXfoFeaF9zb-twYSmGaNaWOFR2D4Y8JfhgJWNr4eZ4wvUV34pRJjDjJYcdfRxN00AU0vYuKrF3RTExEjLQ0pLB2J7MsEozoC_9EwH_S3uL5/s2820/IMG_20221216_203843_743.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2820" data-original-width="2256" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiV1U78eHXSaDs6RCJxSRqEqALSmwJCEaK_-ZgvkZrMMtM5bqGYUk5MMvYKh5dy2S1jwNShOaLbefGW9nXfoFeaF9zb-twYSmGaNaWOFR2D4Y8JfhgJWNr4eZ4wvUV34pRJjDjJYcdfRxN00AU0vYuKrF3RTExEjLQ0pLB2J7MsEozoC_9EwH_S3uL5/s320/IMG_20221216_203843_743.jpg" width="256" /></a></div><br /><p></p><p><b>Zaman zaman A-101'de karşıma çıkan kitapları alırım,baya bir kitap almışlığım vardır oradan:) Bugün yine bişeyler alırken bu 2 güzellik karşıma çıktı :) Stefan Zweig ile son paylaşımım olan <a href="https://kitapcumhuriyetim.blogspot.com/2022/12/stefan-zweig-korku.html?m=1" target="_blank">Korku</a> romanı ile tanışıp baya bir sevmiştim. Bunlar da karşıma çıkınca hemen aldım.</b></p><p><b>Aslında set halinde imiş ve sadece bu 2 si kalmış. Bütün bir seti alırdım önceden denk getirebilseydim:) Neyse ki buna da şükür :)</b></p><p><b>Okunacak yığınla kitap varken ve kendime okunacak kitaplar varken yeni kitap almayacağıma söz verirken ki bu sözü asla tutamıyorum:) Oldu mu şimdi :)) </b></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com25tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-37504556222109025782022-12-14T12:19:00.001+03:002022-12-16T12:19:14.223+03:00Stefan Zweig-Korku<p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-5bRm-kMpArJqo0Y8RB4VabavSOyAhn1Wn3D6TDzxpCRSxZLaLvEhV8qZ8yrqrTyZgq4Mct2MveSIW2KCSefY_95u3jMOiM-JW5K41Okq9o8hE2dUXM4X-LK6lWp0lkoLSLqCu7_JYCUOZIJUp84dZqXo7ipDEeVn8a28a1BDfs-mwm5lOgTGQFlh/s1660/InCollage_20221214_014436192.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="932" data-original-width="1660" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh-5bRm-kMpArJqo0Y8RB4VabavSOyAhn1Wn3D6TDzxpCRSxZLaLvEhV8qZ8yrqrTyZgq4Mct2MveSIW2KCSefY_95u3jMOiM-JW5K41Okq9o8hE2dUXM4X-LK6lWp0lkoLSLqCu7_JYCUOZIJUp84dZqXo7ipDEeVn8a28a1BDfs-mwm5lOgTGQFlh/s320/InCollage_20221214_014436192.jpg" width="320" /></a></div><br /><p></p><p style="text-align: justify;"><b>İlk kez okuduğum bir yazar, kitaplarını her yerde görmeme rağmen :) 90 sayfalık bir kitap ne zaman başladı ne zaman bitti gerçekten anlamadım, tek seferde bitti:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Yazarın dili o kadar sade net ve anlaşılır ki okutuyor kendini. Dümdüz bir roman ancak korku hissini, insanın içini kaplayan ve psikolojisini etkileyen o stresi çok iyi yansıtmış. Buradan belki 300 sayfalık bir roman bile çıkarmış ancak yazar 90 sayfaya sığdırmış, fazla söze gerek yok ben bu kadar az sayfayada sığdırırım demiş. Bu da büyük yetenek gerçekten.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Yazarın bu kadar çok okunmasının sebebi de bence sade dili, insanı yormayan kalemi ve kitapların sayfasının kısa olması. Sağa sola sapmadan direk konuya odaklanmış,konusu da tam bizlik hani:) Yeşil Çam tadında:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Kitabımızda İrene adlı evli ve 2 çocuk annesi baş karakterimiz var. İrene o balo senin bu balo benim gezen, sosyetik diyebileceğimiz bir kadındır. Maddi durumu iyi gösterişli ve alımlı bir bayandır. Kocası Fritz ise işinde başarılı bir avukattır.Aile hayatı da gayet iyi giderken bizim İrene doğru durmaz ve bir baloda Piyanist bir adama aşık olur ve resmen kocasını aldatmaya başlar. Ah İrene derdin ne senin:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Bir gün yine kocasını sevgilisinin evinde aldattıktan sonra tam evden çıkarken bir kadının saldırısına uğrar. Kadın sevgilimi elimden aldın der ve İrene'ye saldırır. İrene hızla oradan ayrılır, kadının kendisini ne de olsa tanımayacağını düşünür. Ancak eve gelecek olan bir mektupla İrene'nin hayatı alt üst olacaktır.Mektupta İrene'ye saldıran kadın ona şantaj yapmakta ve para istemektedir. Bu andan sonra asıl meselemiz olan Psikolojik gerilim ve korku hissi İrene'nin hayatını kabusa çevirecektir.Sürekli bir korku içerisinde yaşayan İrene'nin hayatı kabusa dönmektedir. Kocası durumdan şüphelenir ve ona mükemmel bir oyun oynar.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Devamını anlatmamakta fayda var ancak sonu benim için sürpriz oldu. Evet bu sonu beklemiyordum Stefan amca ters köşeye attıkların içerisine beni de ekleyebilirsin:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>İnsan öyle bir hal alır ve söyleceklerini karşı tarafa söylemez ya, çünkü söylerse kıyamet kopacaktır ve çok şey kaybedeceği düşüncesi ve bu düşüncenin insanın içerisinde oluşturduğu o stresi, kabusu çok iyi anlatmış yazar.O haldeki insan her hataya açıktır ve hataları düzelteceğini düşünse de olayı daha çok batırır.Her an yakalanma korkusu ile yaşayan İrene'nin yaşadıkları buna güzel bir örnek oluşturmuş. </b></p><p style="text-align: justify;"><b>Sade, güzel, yormayan, sürpriz sonlu kitap arıyorsanız size güzel bir örnek olabilir bu kitap, tavsiye edilir. </b></p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/Gtd86TBZcWM" width="320" youtube-src-id="Gtd86TBZcWM"></iframe></div><br /><b><br /></b><p></p><p style="text-align: justify;"><b><br /></b></p><p style="text-align: justify;"><br /></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com24tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-74507530091070260512022-12-11T22:43:00.007+03:002022-12-11T23:00:22.418+03:00Franz Kafka-Dava(Bitmek Bilmeyen Bir Sürünceme)<p style="text-align: justify;"><b> </b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQMNZEAVi1Ezc4boNn-Fb97Dt5Xm-S2pIGzBBRyyGbRIjnld889lCpgA1fXYaq0fp0MZaDQXdp-e5QPlXw6bEGQR02VQm5CSxRhVqxtXvMcld_zashY4aIUtWZ6mj1ZAQSQnu4oF-NY0e57VZexSBytESSYpSDS5V5aaa5g_f6bgN5ZdS0cSNyxo6t/s1660/InCollage_20221211_185515143.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="932" data-original-width="1660" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjQMNZEAVi1Ezc4boNn-Fb97Dt5Xm-S2pIGzBBRyyGbRIjnld889lCpgA1fXYaq0fp0MZaDQXdp-e5QPlXw6bEGQR02VQm5CSxRhVqxtXvMcld_zashY4aIUtWZ6mj1ZAQSQnu4oF-NY0e57VZexSBytESSYpSDS5V5aaa5g_f6bgN5ZdS0cSNyxo6t/s320/InCollage_20221211_185515143.jpg" width="320" /></a></b></div><b><br /></b><p></p><p style="text-align: justify;"><b>Daha önce <a href="https://kitapcumhuriyetim.blogspot.com/2015/03/franz-kafka-donusum-dunya-klasikleri.html" target="_blank">Dönüşüm</a> eseriyle tanışmıştım Franz Kafka ile.İpince bir kitabın bu kadar düşündürücü olması beni o zamanlarda çok etkilemişti.Franz Kafka yazdı ise insanın düşünmemesi mümkün mü?</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Bu kitabı da tıpkı dönüşüm gibi hızlı bir şekilde başlıyor.Kahramanımız K.bir gün uyanır ve evinde tanımadığı adamlarla karşılaşır ve çok şaşırır.Adamlar ona tutuklandığını söyler.Düşünsenize bir gün evinizde yataktan kalkıyorsunuz ve bir bakıyorsunuz tanımadığınız adamlar size tutuklandığınızı söylüyor.Ben olsam sanırım bu bir kabus deyip uyumaya devam ederdim:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Yalnız Kahramanımız K.neden tutuklanmıştır?Bunu öğrenmeye çalışırken kahramanımızın başına gelen olaylara tanık oluyoruz.Neden tutuklandığı bir türlü söylenmez.Tutukludur ama bu hali onun işine gitmesine engel olmaz.Gündelik hayatı devam etmektedir ancak her hafta bir kez duruşmaya katılmaktadır.Duruşmalarda da suçunun ne olduğu neden yargılandığı söylenmez.Duruşma salonlarının o nemli,soğuk,kasvetli ortamını Franz Kafka eserine çok iyi yansıtmış.Bir an benim bile içim karardı.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Gel zaman git zaman Bizim kahramanımız K.üzerine atılı suçlamayı öğrenmeye çalışır ama bir arpa yol alamaz tabiri cazise.Baktı olmuyor amcası K.Ya tanıdığı ihtiyar bir avukatın yanına götürür ve ondan adli destek alır.Orada karşılaştığı bir adam K'ya 5 Yıldır avukatın kendi avukatı da olduğunu ancak davası ile hiçbir ilerleme kaydetmediğini söyler.Kahramanımız K.avukattan aldığı desteğin de boş olduğunu düşünür ve artık avukata benim avukatım değilsin der,sizin bana vekalet etmeniz sadece zaman kaybı der ve kendi başına savaşmaya başlar.Bu arada avukatın bakıcısı Leni adında bir karaktere de değinmek isterim.Son derece tutkulu ve yardım isteyen erkeklere kur yapması ile ünlüdür.Kahramanımız da bu kadından nasibini alacaktır:) Kendini davasına adayan K'nın yolu bu sefer de bir ressama düşer.Bu çıkarcı ressamın adı ise Titorelli'dir.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ressamın amacı ise Yargıca yakın olduğunu söyleyerek insanlara davasında yardımcı olmak vaadiyle onlara yaptığı tabloları satmaktır.Ne kadar güzel bir pazarlama taktiği ama değil mi:) Ressam kahramanımıza 3 adet davadan kurtulma yolu olduğunu söyler.1.si Gerçek aklanma,2.si Sözde Aklanma 3.sü ise Ömür boyu Sürüncemede bırakma der.Seç beğen al diyor sanki:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ömür boyu aklanma henüz görülmemiştir,artık nasıl bir adalet anlayışı varsa ülkede:)Mahkeme durduk yere suç üretir ve insanları yargılar.Güçlüler yine güçsüzleri ezer,bu doğanın bir zorunluluğu dercesine.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Daha sonra bir rahibe yolu düşen kahramanımızın yolculuğu artık sona ermektedir.Kitabın sonu çok etkileyici bir şekilde bitiyor.Ah be K.böyle olmamalıydı sonumuz:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Adalet sistemindeki yozlaşma,insanların bir dava uğruna oradan oraya sürüklenmesi,hakkını arayan soruşturan insanların ise başına neler gelebileceğine tanık oluyoruz.Baskıcı devlet otoritesi de bu romana aslında damgasını vurmuş.Bir imza uğruna bazen kendi mesleğim ile alakalı olarak günlerce adliye koridorlarında beklediğimi düşünürsem,aslında günümüzde de bu dava kısmen devam etmektedir.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Eğer normal bir roman gibi okuyacaksanız inanın bana sıkılacaksınız,o kafadaki okurlara adeta işkence gibi gelecek bir roman.Ancak düşünerek okursanız,sorgularsanız kitabın son sayfasını okuduktan sonra vay beeee diyesi geliyor insanın.Her okunduğunda farklı bir etki yaratacak bir roman.İlk başlarda inanılmaz sıkıldım romandan.Adeta bitmek bilmiyordu roman.Ancak daha derin düşünmeye başladığımda bu eserin ne kadar güzel bir eser olduğunu idrak etmeye başladım.Günümüzle kıyaslarsak Kahramanımızı ne </b><b>denli güçlü bir karakter olduğunu anlayacağız.Tıpkı George Orwell'ın 1984 romanında olduğu gibi.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Youtube'dan dinlemek için <a href="https://www.youtube.com/watch?v=7wb_tuGxiVc" target="_blank">Tıklamanız Yeterli...</a></b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/7wb_tuGxiVc" width="320" youtube-src-id="7wb_tuGxiVc"></iframe></div><br /><p><br /></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com17tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-44331086985284342132022-12-08T13:22:00.002+03:002022-12-08T13:24:11.882+03:00Oğlumla Kitap Alışverişi Yaptık:) <p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWYV0K9OpDuLkvraETIWz4Py-70EEZtL1Mx1ToJaCXbxBVAySgGr6w7i4svcYM8a5yd5fF9VN6HkZJm4V-x6DD_wlf6Stt75YlMa5cyLRX_GnP1JGivkbMXcFpz_aporTR__NQmqh_oKEA0gZb6Z0cKgOBcNtimb9T5thcPY_dwuomijkBkVg-wLa6/s3840/InCollage_20221208_131820335.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2158" data-original-width="3840" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjWYV0K9OpDuLkvraETIWz4Py-70EEZtL1Mx1ToJaCXbxBVAySgGr6w7i4svcYM8a5yd5fF9VN6HkZJm4V-x6DD_wlf6Stt75YlMa5cyLRX_GnP1JGivkbMXcFpz_aporTR__NQmqh_oKEA0gZb6Z0cKgOBcNtimb9T5thcPY_dwuomijkBkVg-wLa6/s320/InCollage_20221208_131820335.jpg" width="320" /></a></div><br /><p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><p></p><p><b>Oğlumda bana çekmiş olacak ki kitap okumayı çok seviyor.Hal böyle olunca evde okunacak yığınla kitap varken,kitap almaktan kurtalamıyoruz.</b></p><p><b>Üstteki 2 kitabı kendime diğerlerini oğluma aldım ama sanırım ben de hepsini okurum. Çok güzel görünüyorlar ama değil mi:) </b></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com21tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-77999273948178007872022-12-04T13:58:00.007+03:002022-12-04T14:01:22.838+03:00Ferit Edgü-Yaralı Zaman:Bir Doğu Yolculuğundan Notlar<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxSr21QtJaw0xlQ87qEWeaRzqzBdXkHGJntFfcQFe9llKUGks_qAm0cIgvWpZHOBJItA9O4oheqTbC3NbbXrArey9OYL9FqKddLlrKo-PP04GgDABH00bcU1aFv-Rmh9H8CyTEC_PcaoUZfFKwdGm3W5kze5z5E7sslHd--LdhdZCI376pm8JPlGWl/s1660/InCollage_20221204_120733379.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="932" data-original-width="1660" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxSr21QtJaw0xlQ87qEWeaRzqzBdXkHGJntFfcQFe9llKUGks_qAm0cIgvWpZHOBJItA9O4oheqTbC3NbbXrArey9OYL9FqKddLlrKo-PP04GgDABH00bcU1aFv-Rmh9H8CyTEC_PcaoUZfFKwdGm3W5kze5z5E7sslHd--LdhdZCI376pm8JPlGWl/s320/InCollage_20221204_120733379.jpg" width="320" /></a></div><br /><p></p><p><br /></p><p>Dün gece yatmadan önce kitabı bir inceleyim dedim, birkaç sayfa okudum ve çok hoşuma gitti.Birkaç sayfa daha derken bir baktım kitap bitivermiş:)</p><p style="text-align: justify;">Yazarın anlatım dilindeki sadeliği çok hoşuma gitti, şu gibi aktı gitti öyküler adeta.Yazar bu öykülerinde Vahap adlı rehberi ile Hakkari'ye yaptığı yolculuğu konu ediniyor.2007 yılında Hakkari Yüksekova ve Hakkari'de işim gereği bulunduğum için bu öykünün bende yeri çok ayrı oldu.</p><p style="text-align: justify;">Zap suyunun o korkunç kara görüntüsü ve sınırsız gibi uzanan dağlarını tekrar benliğimde hissettim adeta. YazAR Halepçe katliamından sonra doğuda yaşananları kendi kaleminden aktarıyor.</p><p style="text-align: justify;"><span style="color: #04ff00;"><b>Neden hep gençler ölüyor da biz yaşlılar hep yaşıyor</b></span>? Bu cümle gerçekten çok etkiledi beni.O dönemde ölen çoğu genç, çocuk,kadın için kaleme alınmış olsa gerek.</p><p style="text-align: justify;">Yazarın betimlemeri, doğunun kış temasını benliğinizde hissetmenizi sağlıyor.Özellikle Zap suyunda ve o dağlarda geçen bölümler çok etkileyici.</p><p style="text-align: justify;">Kitaptan bir kesit ile yazımıza son verelim o halde:</p><p style="text-align: justify;"><span style="color: red;">Bu dağları görüyorsun ya, dedi rehberim;bu sarp, bu ağaçsız dağları, bu yabanıl dağları, bu korkunç geçit vermeyen dağları, işte bu dağlarda kurtlar, köpekler ve insanlar yaşar.Baksan göremezsin onları;nerde yaşadıklarını bilemezsin ama, dağa tırmanacak olsan, şu ya da bu nedenle, birden karşına çıkarla;ya onlar seni vurur ya sen onları öldürürsün. Kim tetik davranırsa.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color: red;">Boşuna umutlanma, diye sürdürüyor konuşmasını. Dağın doruğuna hiçbir zaman varamazsın.Bugüne değin kimse varamamıştır.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color: red;">Hiç kimse mi?</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color: red;">Birinin tırmandığı söylenir, ama doruğa ulaşıp ulaşmadığı bilinmez.Çünkü dönmemiştir.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color: red;">Kimmiş o?</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color: red;">Bilmiyorum.Adını bilmediğim gibi, dağa ne zaman tırmandığını, onu dürbünle kimlerin izlediğini, doruğa varıp varmadığın, kurtlara mı, köpeklere mi yem olduğunu bilmiyorum. Doruğa varmışsa, orada nereleri gördüğünü, hatta yaşayıp yaşamadığını da bilen yoktur.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color: red;">Bu saçma öyküler de neyin nesi oluyor, diyorum. Niçin anlatıyorsun bana bunları?</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color: red;">Bilesin diye diyor.Saçmalığına saçma,ne var ki bu dağın öyküsü de böyledir işte.</span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color: #2b00fe;"><b>YouTube dan izlemek için Tıklamanız yeterlidir.</b></span></p><p style="text-align: justify;"><span style="color: #2b00fe;"></span></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span style="color: #2b00fe;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/e8oakZtn6C4" width="320" youtube-src-id="e8oakZtn6C4"></iframe></span></div><span style="color: #2b00fe;"><br /><b><br /></b></span><p></p><p style="text-align: justify;"><span style="color: red;"><br /></span></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com19tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-8979817566379341152022-12-01T23:32:00.002+03:002022-12-01T23:44:49.126+03:00Jose Saramago-Körlük:''Beyazlar İçinde Bir Körlük''<p style="text-align: justify;"><b> </b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiXd6_MnyPGvLhez0Sa7iPj0iszWfcrr1sIoOu_CvOasz4y4oeWqOH-b1cz4swfH1cLv6YDpzdHrOvOOUVIqiIFiJIAq6wpAulxg7sPpaLFk1z186SPhpf7btgHcoGiN0PVlHGmc35wrSQsi2zknYhDJNv9p_zQ5kfLWkae7-06dY4gUn9zdSz82cZ/s1660/InCollage_20221118_203821203.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="932" data-original-width="1660" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgiXd6_MnyPGvLhez0Sa7iPj0iszWfcrr1sIoOu_CvOasz4y4oeWqOH-b1cz4swfH1cLv6YDpzdHrOvOOUVIqiIFiJIAq6wpAulxg7sPpaLFk1z186SPhpf7btgHcoGiN0PVlHGmc35wrSQsi2zknYhDJNv9p_zQ5kfLWkae7-06dY4gUn9zdSz82cZ/s320/InCollage_20221118_203821203.jpg" width="320" /></a></b></div><b><br /></b><p></p><p style="text-align: justify;"><b>Okuduğum en ilginç kitaplardan biri ile karşınızdayım:)Jose Saramago 16 Kasım 1922-18 Haziran 2010 tarihlerinde yaşamış olan Portekizli bir yazar.Ancak yazarı diğer yazarlardan ayıran çok önemli bir özelliği var.Eserlerinde sadece noktalama işaretlerinden nokta ve virgülü kullanır.Başka hiçbir noktalama işareti kullanmaz yazar.Yani romanı okurken konuşma çizgisi olmadığı için kimin konuşup, kimin konuşmadığını anlamanız için biraz kafa yormak gerekeiyor.Bu sayede romanın içerisinde daha çok kalıyoruz.Yazar buarada adeta kolay bir lokma değilim imajı vermiş.Bu yönü çok hoşuma gitti:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b> Bir süre sonra roman sinameya da uyarlanmış ve 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış.Işık Ergüden'in çevirisi ile hayat bulmuş romanın konusuna geçelim o halde:</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Kitap trafik ışıklarında,sarı ışıkta beklerken arabasının içerisinde bir anda kör olan bir adamla başlıyor.Adam aniden kör olur ve ne olduğunu anlayamaz,korku içerisinde Kör Oldummm diye bağırmaya başlar.Bir adam kör olan adama yardım amaçlı körün arabasına biner ve onu evine götürür.Kör adam evini tarif eder ve karısının evde olmadığını belirtir.Adam kör adamı evine bırakır ve arabasını alıp kaçar.Ne yazık ki adam bir hırsızdır.Ancak hesap etmediği birşey vardır ki bir müddet gittikten sonra aniden kendisi de kör olur.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Kör olan adamın karısı eve gelir ve gözyaşları içerisinde olan kocasını görünce çok korkar.kocası olan biteni anlatır.Korku içerisinde konuyu anlayan karısı acilen bir taksi çağırır ve kocasını göz doktoruna götürür.Doktor Muayene yapar ancak hiçbir şey bulamaz.Herşey normaldir.Adamın kör olamsını gerektirecek hiçbir tıbbi bulgu yoktur.Böylesine bir hastalıkla ilk defa karşılaşan doktor arkadaşlarına konuyu aktarır onlara danışır ancak onlar da buna bir anlam veremez.Bu körlük diğer körlüklerden farklıdır.Karanlık içerisinde bir körlük değildir aksine süt gibi bembeyaz bir körlüktür bu.Her yer bembeyazdır.Beyaz körlüktür tabiri caizse.Burada yazar körlüğü saf ve beyaz olarak betimleyerek aslında bir Metafor kullanmıştır.Körlüğü bu şekilde göstererek,karanlığın aksine beyaz bşr körlük yaratarak insanın içerisinde bir umut kırpıntısı yerleştirmek istemiş.Günümüzde insanlar bazı zamanlar da bakarkör olmuşlardır.Zaman zaman haberler de görürüz,birinin yardıma ihtiyacı varken kimse onu görmez,onu bir hiç sayar.Burada gerçek olan kör kimdir?Yardım etmeyen bakarkörler mi?Yoksa gerçekten kör olanlar mı?Yazar bu konuyu derinden vurgulamış romanında.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>İnsanların menfaatleri gereği nasıl bir cani yaratığa dönüştüğüne tanık oluyoruz bu romanda.Aniden herkes bembeyaz bir körlüğe bürünse halimiz ne olurdu?Düşüncesi bile çok ürkütücü değil mi?</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Konu üzerinde araştırmaya başlayan doktor da aniden kör olur.Bu körlük artık bir salgın haline dönüşüp insanları tehdit etmeye başlar.Bir süre sonra doktora tedaviye gelen hastalarda bir bir kör olmaya başlar.Doktor olan biteni hükümete aktarır ve salgının büyümemesi için hükümetten destek ister.Eski bir hastane binasınına aniden kör olanlar kapatılır ve bu sayede salgının önüne geçilmek istenir.Bir süre sonra hastanede yaşanacak olanlar ise adeta bir kabustur.Yönlerini bulamayan körler her yere pislemeye başlarlar.Hastanede sular kesilir ve ortam gitgide iğrençleşmeye başlar.Bu olanların en yakın tanığı ise herşeyi gören doktorun karısıdır.İçlerinde gözü gören tek kişi odur.Ancak bunu sadece kocası bilir.Kocasına yardım amaçlı olarak kör numarası yapıp girmiştir içeri.Gördüğü o iğrençlikler doktorun karısını derinden etkilemektedir.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Düzenli olarak yiyecek ve temizlik eşyası göndereceğini söyleyen hükümet onları kendi başlarına bırakarak adeta ölüme terk etmiştir.Bir süre sonra aç kalmaya başlayan insanların ne kadar korkunç şeyler yapabileceklerini hayal etmek pek de zor olmasa gerek.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Bu kadar olay yetmezmiş gibi bir de ahlaksız körler ortaya çıkar hastanede.Bu ahlaksız körler bütün yiyecekleri ele geçirmişlerdir.Yiyecek karşılığı diğer kör olan kadınlardan faydalanırlar.Bu derece alçak insanlardır.Silahlı ve çok tehlikelidirler.Hastene tam bir korku evine dönmüştür.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Beyaz körlük bir kabus gibi bütün ülkenin üzerine çökmüştür.Karantinaya alınanlar dışında da herkes kör olmaya başlar.Ülkede tam bir kaos başlamıştır.Bütün sokaklar ve evler yağmalanmıştır.Ortada devlet kavramı kalmamıştır.Ülkede sokak ortalarında cesetler yığılmaktadır.Bütün dükkanlar yağmalanmış,ne elektrik ne de su kalmıştır.İnsanlar karınlarını doyurmak için korkunç bir mücadeleye girişmişlerdir.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Romanda kör olmayan tek kişi daha önce bahsettiğim gibi doktorun karısıdır.Peki bu kadın neden kör olmamıştır?Yazar muhtemelen bu kadının gözlerinden olayları aktararak konuya bir gerçeklik katmak istemiştir.Kadın gören gözleriyle adeta bakarkörlere atıfta bulunmuş,onların aksine diğer körlere yardım ederek onların eli ve ayağı olmuş,içimizde az da olsa bu denli iyilik temsili insanlar görmekte mümkündür.Beyaz körlük içerisinde yaratılan bir umut kırıntısına tutunmak gibidir hayat.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Soluksuz okuduğum harika bir romana imza atmış yazar.Gerek anlatım tarzı gerekse betimlemeleri mükemmel olan yazars sadece nokta ve virgül kullanarak da farkını ortaya koymuş.Şiddetle tavsiye ederim...</b></p><p style="text-align: justify;"><b>YouTube dan yorumu dinlemek için Tıklamanız yeterli:</b></p><p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen="" class="BLOG_video_class" height="266" src="https://www.youtube.com/embed/FaRSHsS1VXM" width="320" youtube-src-id="FaRSHsS1VXM"></iframe></div><br /><b><br /></b><p></p><p style="text-align: justify;"><br /></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com21tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-50821800451022371642022-11-29T22:09:00.000+03:002022-11-29T22:09:03.289+03:00Youtube Kanalı:) <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-uMrHKDjdS-3AdAo3UO2Ohwv5ooleOLFB2rGB6j0r8U37FPsjgjEZopet4nkZpfgtWS5HneWuXT7eMJVSsK1ImyXgvB5nCPAqhDtvRqN7hnjFUpRtz5cLyCOfvQg57tUT86EJXKgd-L_mI13jWBherS60ZQWalk2pAuY7Ibp_RimANyVbrQ3FM_L1/s1600/Monogram-KC-Logo-Design-by-Greenlines-Studios.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1066" data-original-width="1600" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi-uMrHKDjdS-3AdAo3UO2Ohwv5ooleOLFB2rGB6j0r8U37FPsjgjEZopet4nkZpfgtWS5HneWuXT7eMJVSsK1ImyXgvB5nCPAqhDtvRqN7hnjFUpRtz5cLyCOfvQg57tUT86EJXKgd-L_mI13jWBherS60ZQWalk2pAuY7Ibp_RimANyVbrQ3FM_L1/s320/Monogram-KC-Logo-Design-by-Greenlines-Studios.jpg" width="320" /></a></div><br /><p style="text-align: justify;"><br /></p><p style="text-align: justify;"><b>Okuduğum kitapları hem burada paylaşıp hem de sesli olarak <a href="https://youtube.com/@kitapcumhuriyetim3885" target="_blank">youtube</a> kanalına atma kararı aldım:)Burada genelde yüzeysel olarak paylaşıyorum kitap yorumlarını.Youtube da biraz daha derine inerek anlatmak istedim:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>YouTube Kanalım varmış ve 2012 de açılmış. Bundan herne kadar benim haberim olmasa da:) Maksat muhabbet olsun işte:) Sırf sesli kitap yorumları da bir köşede dursun diye açıyorum bu kanalı,youtuber olmak gibi bir fantazim asla yok,öncelik blog tabikisi:) </b></p><p style="text-align: justify;"><b>Oldukça amatör bir ses kaydı oldu, ve devamı da muhtemelen öyle olacak:)Yani yanlışlıkla felan dinlerseniz alıcılarınızın ayarları ile oynamayın :) </b></p><p style="text-align: justify;"><b>Eşimin youtube<a href="https://youtube.com/@orgucumhuriyetim" target="_blank"> Kanalı Örgü Cumhuriyetim kanalına buradan</a> ulaşabilirsiniz. </b></p><p style="text-align: justify;"><br /></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com18tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-68608389507107165962022-11-27T15:05:00.008+03:002022-11-27T15:08:45.728+03:003-11 Aralıkta İstanbul Kitap Fuarı 39.Kez Kapılarını Açıyor<p></p><div style="text-align: justify;"> <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbU7EQrDkB_VgLrvYEvgqa1zGqsEgGfyqHjwW1o0oq2OMyJDa9dnTtJ6DjXBBYs0lTzm5DYpOrT7rqoC2XgpWfKAFMOwFlhjwtVvPiQYO3DzMaunm22_VGj1XNA5n3aafJ89cbzv6bytZ9BP29-q5XFLRbv3sJGYXCSpNuMY6AJVKndTARkLQ2AKUb/s1660/InCollage_20221127_145314913.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="932" data-original-width="1660" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhbU7EQrDkB_VgLrvYEvgqa1zGqsEgGfyqHjwW1o0oq2OMyJDa9dnTtJ6DjXBBYs0lTzm5DYpOrT7rqoC2XgpWfKAFMOwFlhjwtVvPiQYO3DzMaunm22_VGj1XNA5n3aafJ89cbzv6bytZ9BP29-q5XFLRbv3sJGYXCSpNuMY6AJVKndTARkLQ2AKUb/s320/InCollage_20221127_145314913.jpg" width="320" /></a></div><br /></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Pandemi sebebi ile 2 senedir açılmayan İstanbul Kitap Fuarı 3-11 Aralık tarihlerinde kitapseverlere kapılarını açacakmış.Pandemi her sektörü vurduğu gibi kitap sektörüne de büyük zararlar verdi elbette.</b></div><div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><b>Kitap fuarları açılıyor hoş tabi ama fiyatlar pek de iç açıcı değil. <a href="https://kitapcumhuriyetim.blogspot.com/2022/10/corum-kitap-fuarnda-kitaplarla_20.html?m=1">Çorum Kitap Fuarı</a>'nda bunu net bir şekilde gördüm maalesef.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Fuarda 350.000 den fazla kitap olması ve yaklaşık 750.000 kişinin ziyaret etmesi bekleniyormuş.</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Fuarda ayrıca Yunanistan, Arnavutluk, Kuzey Makedonya, Sırbistan, Hırvatistan ve Kosova'nın da içerisinde bulunduğu odak pazar ülkelerinden yetkililer, katılımcı yayınevleri temsilcileriyle birebir görüşmeler gerçekleştirecek, telif alışverişinde bulunacak. Almanya, İran, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Romanya'dan yayınevleri de fuarın uluslararası salonunda yer alacak</b><span face="GothamNarrow-Book" style="background-color: white; color: #212529; font-size: 17px;">.</span></div><div style="text-align: justify;"><span face="GothamNarrow-Book" style="background-color: white; color: #212529; font-size: 17px;"><br /></span></div><div style="text-align: justify;"><span face="GothamNarrow-Book" style="background-color: white; font-size: 17px;"><span style="color: red;"><a href="https://www.aa.com.tr/tr/kultur/39-uluslararasi-istanbul-kitap-fuari-3-aralikta-kapilarini-acacak/2748076">Kaynak:AA</a></span></span></div><p></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com17tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-37119893850278447442022-11-23T13:49:00.000+03:002022-11-23T13:49:15.749+03:00Bitget, FTX'in çöküşünden sonra kullanıcılara güvence vermek için Koruma Fonunu 300 milyon dolara yükseltti<p><img alt="Bitget, FTX'in çöküşünden sonra kullanıcılara güvence vermek için Koruma Fonunu 300 milyon dolara yükseltti" src="https://media.boomads.com/images/offer/bitget-koruma-f-20221611055851763.png" style="width:100%" /></p>
<p>Lider global kripto para borsası Bitget, kripto kullanıcılarına daha iyi koruma ve daha fazla güvence sağlamak için Koruma Fonunu 300 Milyon USD'ye çıkaracağını duyurdu. Bu, Bitget'in, FTX'in çöküşünden ve kullanıcıları büyük kayıplarla bırakmasından sonra kripto piyasasının güvenini oluşturmaya yönelik büyük çabalarının bir parçası. Girişimler, FTX kullanıcılarını desteklemek için 5 milyon USD'lik Builders Fund ve hazırlık aşamasında olan ve 30 gün içinde piyasaya sürülecek olan Merkle Ağacı Rezerv Kanıtı'nı paylaşma planıyla birlikte geliyor.</p>
<p><a href="https://bit.ly/3hhMGZ6" target="_blank">BITGET’E HEMEN ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYIN!</a></p>
<p>Bitget'in Koruma Fonu, kullanıcının kripto varlıklarını korumak amacıyla bu yıl Temmuz ayında başlatıldı. 6000 BTC ve 80 milyon USDT'den oluşan 200 milyon USD değerinde bir fonla kuruldu. Fon tamamen kendi kendini finanse eder ve dış bürokrasi veya politika değişiklikleri olmaksızın kullanıcıların varlıklarını verimli bir şekilde kapsamak için daha fazla esneklik ve takdir yetkisi sağlar.</p>
<p>Artan 300 milyon USD koruma fonu, BTC, USDT ve USDC gibi yüksek likiditeye sahip popüler kripto para birimlerinden oluşacak. Borsa, fonun değerini önümüzdeki üç yıl boyunca geri çekilmeden güvence altına almayı taahhüt etti. BTC'nin fiyatı düştükçe fon değeri düşerse, Bitget, bakiyenin her zaman 300 milyon USD'den az olmamasını sağlamak için pozisyonu karşılamaya devam edecektir. Şeffaflığı sağlamak için fonla ilgili tüm bilgiler halka açıktır ve kullanıcılar cüzdan adreslerini buradan görebilir.</p>
<p><a href="https://bit.ly/3hhMGZ6" target="_blank">BITGET’E HEMEN ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYIN!</a></p>
<p><strong>Bitget'in Yöneticisi Gracy Chen</strong>, "Bitget Koruma Fonu için genişletme, Bitget'in bir bütün olarak kripto alanında güveni artırmaya yardımcı olan başka bir hareketidir. Acil durum rezervi olarak ve ek sermaye ile çalışan fon, özellikle kripto alanındaki aşırı ve öngörülemeyen durumlarda kullanıcılar için birinci sınıf güvenlik ve koruma sunabilecektir. Koruma fonları gibi risk yönetimi politikalarının, önde gelen ve güvenilir borsalar için norm haline geleceğine inanıyoruz."</p>
<p>"Bitget, kullanıcılarımız için yeterli koruma ile platformun güvenli ve istikrarlı olmasını sağlamak için kaliteli çabalar üzerinde çalışmak için çabalıyor. Herkes için güvenilir ve şeffaf bir kripto ekosistemi oluşturma girişimlerine odaklanmaya devam edeceğiz."</p>
<p><a href="https://bit.ly/3hhMGZ6" target="_blank">BITGET’E HEMEN ÜYE OLMAK İÇİN TIKLAYIN!</a></p>
<p><strong>Bitget Hakkında</strong></p>
<p>2018 yılında kurulan Bitget, temel özellikleri olarak yenilikçi ürünler ve sosyal işlem hizmetleri ile dünyanın lider kripto para borsasıdır ve şu anda dünya çapında 100'den fazla ülkede 8 milyondan fazla kullanıcıya hizmet vermektedir.</p>
<p>Borsa, kullanıcılara tek noktadan ve güvenli işlem çözümleri sağlamayı taahhüt ediyor ve Arjantinli efsanevi futbolcu Lionel Messi, İtalyan lider futbol takımı Juventus, PGL Major'ın resmi espor kripto partneri ve lider espor organizasyonu Team Spirit dahil olmak üzere güvenilir partnerle işbirlikleri yaparak kripto kullanımını artırmayı hedefliyor.</p>
<p><span style="font-size:80%">Bir <a href="http://www.boomads.com?client=4e4559dff39b4482b3ffafa7f3a19c4e&offerid=2022" target="_blank" title="boomads" rel="nofollow">boomads</a> advertorial içeriğidir.</span><script type="text/javascript">
boomads_offer_client = "4e4559dff39b4482b3ffafa7f3a19c4e";
boomads_offer_id ="2022";
</script>
<script type="text/javascript" src="http://counter.boomads.com/scripts/offer.js"></script>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-48965664310700588312022-11-22T23:16:00.002+03:002022-11-22T23:16:25.483+03:00Bir Kargo Mutluluk:) <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRDM6aeFCzOgirQKRTPWITz-U_RTicQW5M74vgl-bUoz9D0jFGBtqA_jjCahmjGEIbj0FxfSPe-c2psrRGZ4UDex4-OzQhhkgDGfiBhMoYk36DTyvASnmYRohW3rMUioDzRkp6_EsmO19lQ3y4feEEuYdy1P3bZuABi0xl7zT5mbq0kVFYFy2lvGmn/s1600/IMG-20221122-WA0017.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1342" data-original-width="1600" height="268" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiRDM6aeFCzOgirQKRTPWITz-U_RTicQW5M74vgl-bUoz9D0jFGBtqA_jjCahmjGEIbj0FxfSPe-c2psrRGZ4UDex4-OzQhhkgDGfiBhMoYk36DTyvASnmYRohW3rMUioDzRkp6_EsmO19lQ3y4feEEuYdy1P3bZuABi0xl7zT5mbq0kVFYFy2lvGmn/s320/IMG-20221122-WA0017.jpg" width="320" /></a></div> </div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijLufiG9rc-pRsTD0BHVDjHt42j8-BiBTvqD3-e9OD0XiaEfR-bheN8-7DrrmjI2m4LwNJ5J8WOSVaHVuG1QRmoP5iLo8PlZ3rQlg2ywhSby46OCSVizRSSy2Q2PZYLTfnuk32x-IFkGXo-ckTrIdEHparq6zbOHmMn_KsVc7GP3WQgeVdHG9YFgiJ/s1920/IMG-20221122-WA0019.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1920" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEijLufiG9rc-pRsTD0BHVDjHt42j8-BiBTvqD3-e9OD0XiaEfR-bheN8-7DrrmjI2m4LwNJ5J8WOSVaHVuG1QRmoP5iLo8PlZ3rQlg2ywhSby46OCSVizRSSy2Q2PZYLTfnuk32x-IFkGXo-ckTrIdEHparq6zbOHmMn_KsVc7GP3WQgeVdHG9YFgiJ/s320/IMG-20221122-WA0019.jpg" width="180" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhl2lWW0tzA1XquEg3TtJ-6pbtUL2co0drLhsYfh3pQGY0BaAxCMqSgs6pqBYJmVPnbETNInI2iu1yC0wg9OFE_vfkf987LHf7pKzy6dlGP3OcQvGHeVHaSPv2WEpP733lS9K0mhMbpbKVKROEj4eDGYt4H6Onq4i8h6HfuIErJfbVhV-lhr9VuphkD/s1600/IMG-20221122-WA0021.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="902" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhl2lWW0tzA1XquEg3TtJ-6pbtUL2co0drLhsYfh3pQGY0BaAxCMqSgs6pqBYJmVPnbETNInI2iu1yC0wg9OFE_vfkf987LHf7pKzy6dlGP3OcQvGHeVHaSPv2WEpP733lS9K0mhMbpbKVKROEj4eDGYt4H6Onq4i8h6HfuIErJfbVhV-lhr9VuphkD/s320/IMG-20221122-WA0021.jpg" width="320" /></a></div><br /></div><p><br /></p><p style="text-align: justify;"> <b>Bir süre önce çekiliş kazanmıştım ancak şehir dışında olduğum için arkadaşıma aldırmıştım kargoyu.Şuan izin dönüşü kargomu teslim aldım ve çok mutlu oldum. Çok güzel bir paket olmuş, oğlum not defterini ve kalemi sahiplendi ve çok beğendi.Ben ve eşimde beğendik tabi ki:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Bu güzel paket ve hediyeler için <a href="https://duyguemanet.blogspot.com/?m=1">Duygu Emanet</a> hanımefendiye çok teşekkürler.Çok naziksiniz. Kitapların hepsi de çok güzel duruyor, acaba hangisinden başlasam:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Duygu Emanet'in güzel bloğuna <a href="https://duyguemanet.blogspot.com/?m=1">buradan</a> ulaşabilirsiniz. </b></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com23tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-43030498754766352702022-11-21T01:21:00.001+03:002022-11-21T01:27:34.337+03:002022 Edebiyatist Kristal Kalem Ödülü'ün Kazananı Sedat Mercimek'in Karabatak Adlı Öyküsü Oldu<p style="text-align: justify;"></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwDdTlsM71nybSOGOT8HZU3gE_Z2ncmUT2btIGCuY8_lZk97ix4FIKDG9tNHPoyoj5aKF8HPvJf02IqgN0K4UAIF_9EYXMXcm0CW_QJK90SNIZ4qKW8V3aKKOFlMBdMUgybxLtj0EjnAkFgpN47X_BqkdkWqujuLU5L_c4PchFe1pV_aEJGU0iAEgI/s1660/InCollage_20221121_012643527.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="932" data-original-width="1660" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwDdTlsM71nybSOGOT8HZU3gE_Z2ncmUT2btIGCuY8_lZk97ix4FIKDG9tNHPoyoj5aKF8HPvJf02IqgN0K4UAIF_9EYXMXcm0CW_QJK90SNIZ4qKW8V3aKKOFlMBdMUgybxLtj0EjnAkFgpN47X_BqkdkWqujuLU5L_c4PchFe1pV_aEJGU0iAEgI/s320/InCollage_20221121_012643527.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><b><br /></b><p></p><p style="text-align: justify;"><b>Güncel Edebiyat bölümümüzde zaman zaman edebiyat haberlerine yer vermekteydim.Uzun aradan sonra tekrar Edebiyat alanında güncel haberleri paylaşmaya başlayalım o halde;</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Toplamda 672 öykünün katıldığı ulusal düzeydeki yarışmada kazanan Sedat Mercimek'in Karabatak isimli öyküsü olmuş.Yarışmada ilginç bir detay ortaya çıkmış. Finale kalan 20 eserin 16'sı bayan yazarmış.Bu tarz yarışmaların düzenli olarak yapılması bence çok önemli.İnsanlara böyle fırsatlar sunulmalı ki, içimizdeki keşfedilmemiş yazarları bulalım.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ödüller şu şekilde:</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Sedat Mercimek - Karabatak</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Mansiyon: </b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ayşe Candan Bostan - Atmaca ve Japon Balığı</b></p><p style="text-align: justify;"><b>İpek Sözen Çubukçuoğlu - Çocukluktan Göç</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Gizem Öztoprak - İçimde Utançtan Bir</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Canan Sancak - Zühre Yıldızı</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Finalist yazar ve öyküleri ise şu şekilde:</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ali Hanbay - Harita</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Arzu Kupsar - Porselen Bebek</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Asuman Gül Biçen - Açlık Sanatçısı</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ayşe Candan Bostan - Atmaca ve Japon Balığı</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ayşegül Küçük Çelikel - Kurtuluş</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Canan Sancak - Zühre Yıldızı</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ebru Atar - Araf</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ece Örken - Salon</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Elif Zülfikaroğlu - Dolunay Kıraathanesi</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Esra Dilara Dayan - Sert Bir Kaya Kadar Yumuşak</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Gizem Öztoprak - İçimde Utançtan Bir</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Gözde Hayırlı Çalık - Allah Affetsin</b></p><p style="text-align: justify;"><b>İlknur Delice - Saç Örgüsü</b></p><p style="text-align: justify;"><b>İpek Sözen Çubukçuoğlu - Çocukluktan Göç</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Meral Çiçeklidal Gültekin - Eksik Suretler</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Merve Aydın - Mavi Çiçeğin Çağrısı</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ozan Palaz - Hikmet</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Sedat Mercimek - Karabatak</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Sibel Mayo - Karanlık Bir Hikaye</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Umut Salcan - Erika </b></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com20tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-38587288864083169242022-11-19T13:42:00.001+03:002022-11-19T13:42:56.027+03:00En Güzel Hediye:Kitap:) :) <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJZQ-yL4dV1Ruo8ckyxbnfnU_QX3rhCzBnomh0oketRZUtzzEFYGi8rAuHdZ2CtErkZhfx7Xhi4460J2U54uXfSeUpW34bS1985Ad0XDGH_yXEXH3QPwiY5r4hhQ2808VFK3_TS-bNE_gVKNCSf0rRIukL9KBSWPrJpRXJ4IFVMrutEE6JBumYQWQW/s4096/InCollage_20221118_201139334.png" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="4096" data-original-width="4096" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhJZQ-yL4dV1Ruo8ckyxbnfnU_QX3rhCzBnomh0oketRZUtzzEFYGi8rAuHdZ2CtErkZhfx7Xhi4460J2U54uXfSeUpW34bS1985Ad0XDGH_yXEXH3QPwiY5r4hhQ2808VFK3_TS-bNE_gVKNCSf0rRIukL9KBSWPrJpRXJ4IFVMrutEE6JBumYQWQW/s320/InCollage_20221118_201139334.png" width="320" /></a></div><p><b><a href="https://kitapcumhuriyetim.blogspot.com/2022/11/ozlemisim-bu-hayat-mis-gibi-koy-havas.html?m=1">Köyde</a> tatilin son günlerine girerken eşim nam-ı değer <a href="https://instagram.com/orgucumhuriyetim?igshid=YmMyMTA2M2Y=">örgü cumhuriyetim</a> bana güzel bir jest yaptı sağolsun. Bir süredir okumak istediğim yazarın 2 adet kitabını almış. Bu beni çok mutlu etti.Sobanın ateşinde çaydanlığın tıslama senfonisi eşliğinde kitap okumaya devam:) </b></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com21tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-36465301389189811312022-11-17T22:25:00.003+03:002022-11-17T22:29:11.247+03:00George Orwell-1984(Distopya)<p style="text-align: justify;"><b></b></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><b><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuhxf8KSAUJ64COiIhQUQT4d7XdVohQdgr9502kG3RYPiPKdmZI-GjebtARJA0WTRbI2mvUSnGVSPEKedx2ITU7d65kMpfEdcSQ6niKuHxKOszxPLOH-35UuXiTN8sdGSv0oEGAG-XooO5KbbZ_Fo2PoxvokYxWSXnW-CmAeVLCP-P2EswFEjiad39/s1660/InCollage_20221117_222129552.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="705" data-original-width="1660" height="170" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjuhxf8KSAUJ64COiIhQUQT4d7XdVohQdgr9502kG3RYPiPKdmZI-GjebtARJA0WTRbI2mvUSnGVSPEKedx2ITU7d65kMpfEdcSQ6niKuHxKOszxPLOH-35UuXiTN8sdGSv0oEGAG-XooO5KbbZ_Fo2PoxvokYxWSXnW-CmAeVLCP-P2EswFEjiad39/w400-h170/InCollage_20221117_222129552.jpg" title="George Orwell-1984(Distopya)" width="400" /></a></b></div><b><br /> </b><b style="text-align: justify;">Bu kitabın telif hakkı kalkınca hemen hemen her kitapçı yada kitap fuarında her stantta görür olmuştum.Sadece bu romanı değil aynı zamanda <a href="https://kitapcumhuriyetim.blogspot.com/2022/10/george-orwellun-harika-distopik.html" target="_blank">Hayvan Çiftliği </a>romanı içinde bu durum geçerli idi.İlk önce <a href="https://kitapcumhuriyetim.blogspot.com/2022/10/george-orwellun-harika-distopik.html">Hayvan Çiftliği</a> ile George Orwell'ın yarattığı Distopya dünyasına katılmış oldum.Distopya kitaplarını ve filmlerini her zaman sevmişimdir.Bu kitabı da severek okudum.</b><p style="text-align: justify;"><b>Roman 1948'de yazılmasına rağmen hala güncelliğini koruması beni çok etkiledi.Yaşadığımız döneme dair çok güzel tespitleri var.İnsanı gerçekten düşündüren ve ürküten cinsten bir roman olmuş.Bu roman ile George Orwell hayranlığım bir kat daha arttı diyebilirim.Gerçekten mükemmel bir distopya örneği olmuş.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Kitabın 2.kısmında yer yer sıkılsam da bitirdiğimde beni çok etkiledi.Her türlü baskı ve dayatmaya maruz kalan insanların iktidara karşı geldiğinde başına gelen korkunç olaylar aslında günümüze ne kadar da benziyor diye düşünmeden edemiyor insan.Baskı altında bulunan bir toplumda yaşamanın ne denli zor olduğu açıkça dile getirilmiş romanda.George Orwell taa 1948 den hem günümüze hem de gelecek yıllara atıfta bulunmuş resmen.Bu ne büyük bir ustalıktır.</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Her yerde tele ekranların olduğu bir toplum içinde olduğunuzu düşününün.7/24 izlendiğinizi ve kurallara harfiyen uymanız gerektiğinizi düşünün.İktidarı eleştirirseniz buhar olursunuz.Buradaki buhar kavramı çok İroniktir.Aşık olmak yasaktır,evlenmek sadece nesli devam ettirmek için gereklidir.His tamamen yok olmuştur.Büyük Bilader ne derse o doğrudur.Allahtan bile üstündür büyük bilader.2+2=5 diyorsa o doğrudur,4 derseniz buhar olursunuz:) Bir kağıda not tutmak bile yasaktır.Sadece size verilen kurallara uyarak yaşamak zorunda olduğunu bir toplum düşünün.Gerçekten kan donduran bir olay.Evin içerisinde hatta rüyanızda bile konuşurken bir hata yaparsanız buhar olursunuz:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Ana Karakterimiz Winston bütün bu dayatmalara karşı içten içe karşı gelmektedir.Dayatmalar öyle bir hal almıştır ki,ailedeki çocuklar bile ebeveynlerinin yapmış olduğu hataları anında İktidara iletir ve ceza almalarını sağlar. Kahramanımız Winston Julia adında bir kadına aşık olunca hem kendi başına hem aşkının başına gelecek olan olayları hayranlıkla okuydum.Aşık olmak yasak Winston manyak mısın sen böyle bir toplumda aşık oluyorsun:) Büyük Bilader var burada kuralları o koyar,sen kimsin ki aşık olacaksın:)</b></p><p style="text-align: justify;"><b>Kitap 3 bölümden oluşmaktadır.2.bölümde yer yer sıkılma nedenim ise Okyanusya ve Orta Asya arasında geçen savaşa oldukça yer vermesiydi.Bu biraz beni romandan koparsa da sonraki bölüm çok güzel ilerledi.Gerek finali ile gerekse düşündürükleri ile tam bir Distopya romanı olmuş.Kalemine sağlık George Orwell...</b></p>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com26tag:blogger.com,1999:blog-7587905423476917620.post-54174010598172995302022-11-15T17:51:00.003+03:002022-11-15T18:52:12.372+03:00Özlemişim Bu Hayatı, Mis Gibi Köy Havası:) :) <div style="text-align: justify;"><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2kFYABxhFayUjJV_bcXWnj0ARSx8owhLubSqSuCU0f4Z_RxDisDGf-d5Gc1HkimrN_-J_himVsdhcCbfg_R-DvxzwzewUfivi5kwVGOINhyvYbLUsvBGRn0rOta_bonWPXxkmes8q9FBxwxS8sRDJXzmo_7MJgonUSjRZv1rSpxQFnylX-0Yndk_u/s1600/IMG-20221115-WA0014.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj2kFYABxhFayUjJV_bcXWnj0ARSx8owhLubSqSuCU0f4Z_RxDisDGf-d5Gc1HkimrN_-J_himVsdhcCbfg_R-DvxzwzewUfivi5kwVGOINhyvYbLUsvBGRn0rOta_bonWPXxkmes8q9FBxwxS8sRDJXzmo_7MJgonUSjRZv1rSpxQFnylX-0Yndk_u/s320/IMG-20221115-WA0014.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjV72cumD6F2IncIxd7Lnl7iwzg5TLMXlU04WBcI0bvYDFW-Eh6Awbu0g02axYVVO-UqY9cExQMjKCMshlFiOXpfj7ZihHV29sw33ePcS79l3ORc72TWkxieYYHj4PN34MFWyljMYkbd2CO7ZTQMoteGbzY4qqlyWODCgudVmYdtFygFzAxA06_5-w9/s1600/IMG-20221115-WA0015.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="900" data-original-width="1600" height="180" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjV72cumD6F2IncIxd7Lnl7iwzg5TLMXlU04WBcI0bvYDFW-Eh6Awbu0g02axYVVO-UqY9cExQMjKCMshlFiOXpfj7ZihHV29sw33ePcS79l3ORc72TWkxieYYHj4PN34MFWyljMYkbd2CO7ZTQMoteGbzY4qqlyWODCgudVmYdtFygFzAxA06_5-w9/s320/IMG-20221115-WA0015.jpg" width="320" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_yyu4Idq8K6rOoqg6KCNn4_gyJU0dnGv0hR-t6jLTOPkH14scwqlVnY3geKjAcxZZKA2aSCY7kZlKfJ_aH_Vl3qIxZlyOiExYULsgpsvuRKa0yz-4Q4CoJMTJkEmwQ5NsHGKtJr8kTskg5J-3x2CkTis-T0RAkVbE0NH0ot0hN4K_6XbLYph053eR/s1600/IMG-20221115-WA0016.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1600" data-original-width="900" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi_yyu4Idq8K6rOoqg6KCNn4_gyJU0dnGv0hR-t6jLTOPkH14scwqlVnY3geKjAcxZZKA2aSCY7kZlKfJ_aH_Vl3qIxZlyOiExYULsgpsvuRKa0yz-4Q4CoJMTJkEmwQ5NsHGKtJr8kTskg5J-3x2CkTis-T0RAkVbE0NH0ot0hN4K_6XbLYph053eR/s320/IMG-20221115-WA0016.jpg" width="180" /></a></div><b><br /></b></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhi8QGdaYN-aDU4ZFQbFiccN6uxM7TYO8nxnwzVs8iz-ei8_JnsMuhLYb_TmOKv4iYNqPTNTX3QBL6FrG0_C0TgM6iqc77GmeIYe-w48hdl6YSby0MCUsO1SXFS7GDQs80m4g_K-tWaN97Ss2JNa5bt8cnM-l9_487wuFtGnjR1ZCEfHv2TGgyEEvr4/s1757/Screenshot_20221115_181509.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1757" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhi8QGdaYN-aDU4ZFQbFiccN6uxM7TYO8nxnwzVs8iz-ei8_JnsMuhLYb_TmOKv4iYNqPTNTX3QBL6FrG0_C0TgM6iqc77GmeIYe-w48hdl6YSby0MCUsO1SXFS7GDQs80m4g_K-tWaN97Ss2JNa5bt8cnM-l9_487wuFtGnjR1ZCEfHv2TGgyEEvr4/s320/Screenshot_20221115_181509.jpg" width="197" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGX1xpO6e__9o09MUKRaZrIwPa3UzJYBQuFDeHZw7Lu6zoURHKTyy-I4PnynEo-O3Fp4gQBA334B4lcAOIBf8PmDDpE8MCizGrrPdKOXoVKRUY1SyJKkOOu4_9U8XgwtCmnd8QG7yjetsEWMtCE13y6kiKRgty0zPky4SXWttywNFhHGG3xngJy6Fa/s1926/Screenshot_20221115_175023.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1926" data-original-width="1080" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjGX1xpO6e__9o09MUKRaZrIwPa3UzJYBQuFDeHZw7Lu6zoURHKTyy-I4PnynEo-O3Fp4gQBA334B4lcAOIBf8PmDDpE8MCizGrrPdKOXoVKRUY1SyJKkOOu4_9U8XgwtCmnd8QG7yjetsEWMtCE13y6kiKRgty0zPky4SXWttywNFhHGG3xngJy6Fa/s320/Screenshot_20221115_175023.jpg" width="179" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div><br /><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>38 yaşında bir adamım.Çocukluğumuz sobalı evlerde geçti bizim.90'larda çocuk olan çoğu kişi tatmıştır bu duyguları.Kuzineli sobada patates közlemek,sobanın üzerinde kestane pişirmek,ayrıca ekmek közletip ki bir de annemin yaptığı yufka ekmek olursa ki, içerisine tereyağı sürdükten sonra peynir koyup yemek:) Değme serpme kahvaltılara değişmem.O sobanın kuzinesinde hangi yemeğe yaparsan yap efsane olurdu:)</b></div><div style="text-align: justify;"><b>Sobalar gitti ve heryer doğalgaz oldu.Bazen eski günleri öylesine özlüyorum ki.Allahtan eşim var:) Eşimin annesi ve babası ara sıra köye gidiyorlar.Bizde öyle bir ana denk getirdik izinleri ve eski günlerdeki gibi harika bir nostalji yaşıyorum 3 gündür.O soba yanarken ki huzur,hele ki üzerinde çay yada ıhlamur demleniyorsa deme keyfime. O kaynayan suyun tıslarken çıkardığı ses, nasıl bir duygudur bu ya:)</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>Söylemesi ayıptır o küçük ekmeklerin arasına köfte yapıp bir güzel yedik,Fast food da neymiş,:)))</b></div><div style="text-align: justify;"><b><br /></b></div><div style="text-align: justify;"><b>En çok da oğluma yaradı bu düzen, okulda okçuluk kulubündeydi. Dedesi ona bir hedef ayarladı, her sabah antreman yapıyor:) Bundan sonra sık sık yapmayı planlıyorum bu tarz bir tatili. Amasya'nın yüksek kesimlerindeki o temiz havada bize çok iyi geldi:) </b></div>Kitap Cumhuriyetim http://www.blogger.com/profile/18209152234000128528noreply@blogger.com24