Kelebeğin Rüyası Filmi-2013 (Duygusal-Drama)


Bu aralar Türk Filmleri izlemeye başladım.Gecikmeli de olsa bu filmi de izleme şansım oldu.Aslında son zamanlar çok Türk Filmi izledim ama hepsini paylaşmak için zamanım yok:) Zaman zaman paylaşmaya çalışıyorum işte.

Gelelim bu güzel filme.Kıvanç Tatlıtuğ,Mert Fırat ve Belçin Bilgin'in  başrollerinde oynadığı bu film  verem hastası olan şiir sevdalısı iki gencin başından geçen dramatik olayları anlatıyor.Filmi duygusal bir film.Oyunculuklar da çok iyiydi.Filmin ilerleyen kısmında Farah Zeynep Abdullah'ta bize eşlik ediyor.Yılmaz Erdoğan üstat ise şair bir öğretmen olarak karşımıza çıkmakta.Film aralarında o güzel sesini duyuyoruz sık sık:)


Eski dönemlerde geçen filmler beni daha çok etkiliyor nedense.Bu film de 1940'ların Türkiye'sinde geçiyor.O zamanlar hayat çok zor gerçekten ve verem hastalığı hat safhada.Hastane koşulları ve ortamları gerçekten çok yetersiz.Yine zenginler ve fakirler arasındaki uçuruma da değiniyor film.Şiir sevdalısı iki genç sık sık şiir yazar.Güzel bir kız görürler ve aralarında iddiaya girerler.Kıza şiir yazarlar ve kız kimin şiirini daha çok beğenirse kız onun olacaktır.Tabi olaylar bu şekilde ilerlemez o ayrı mesele.Filmde eski kömür ocağına gidiyorlar ve oradaki ambiyansı görünce insan gerçekten korkuyor.

Zonguldak'ın müthiş görüntüleri de bize eşlik etmekte.Ben bu filmi beğendim ve tavsiye ederim.Duygusal film severler için kaçırılmaması gereken bir film olduğunu düşünüyorum.

Yorum Gönder

16 Yorumlar

  1. izlemedim daha sen de beğenmişsin izlerim bi ara nette.

    YanıtlaSil
  2. Güzeldi gerçekten. 14. Mart 2013'de ben de blogda izlenimlerimi anlatmıştım. Oyuncular çok iyiydi, konu sürükleyiciydi. Şiirden, şairlerde söz edilmesi filmin en can alıcı noktasıydı.

    YanıtlaSil
  3. Benim bu filmde içim acımıştı.
    Adamlar şiire sevdalı,adamlar şair. Bir şiirleri Varlık'ta çıkınca dünyalar onların oluyor ama para kazanmak için hiç de meraklı olmadıkları işlerle uğraşmak zorunda kalıyorlar. (Bakınız ben.)
    Sonra hayat kazığını atıyor ve rahmetli oluyorlar. Lakin hayata tutunabilenler koskoca Orhan Veli,Melih Cevdet oluyor. Ha onlar da sonra muhteşem bir hayat sürmüyor ama bu dünyaya bir şeyler bırakıyorlar. Tarihe geçiyorlar. Derslerde adı ezberletilenlerden oluyorlar. Bunlar ise ancak yıllar sonra birilerinin popülerleştirmesiyle ancak raflarda kitaplarına yer bulabiliyorlar. O da bir süreliğine.
    Film ilk çıktığında kitapları yeniden basıldı,kitapçılarda en ön raflara dizildi. Ama şimdi yine sormak zorundasın o kitabı bulabilmek için. Hatta belki yeni basıma bile gitmez kitap. Kim bilir?
    Çok acı. Çok acı.

    YanıtlaSil
  4. Gerçekcilik ön planda olan bir film ama bu filmden sonra şunu herkes öğrenmiştir ki, o da madenciliğin gerçekten zor bir meslek olduğu ve ülkemizde hala ilkel madencilik yapıldığı ve pnömokanyozdan, ölenler var hala günümüzde kısaca ders verici,eleştirel bir film

    YanıtlaSil
  5. @mavi61
    Gerçtekren harika özetlemişsiniz,yorum için teşekkürler.Gerçekten çoğu değerlerimiz yok olup gidiyor..

    YanıtlaSil
  6. @Mustafa PEKTAŞ
    Haklısınız örneğini acı bir şekilde yaşadık maalesef:(

    YanıtlaSil
  7. Filmden çıkınca hıçkıra hıçkıra ağladım. Sebebi o iki genç şairin ölmesi, hastalığı değil sebebi aynı şiir aşkını içimde hissetmek, içinden geçen kelimeleri yazıya dökerken çekilen acıyı bilmek,birilerine daha duyurabilsem sesimi çabası ve şiiri anlayan seven birkaç insan bulabilmek isteği.

    YanıtlaSil
  8. @tükenmezhayal
    Haklısınız konu itibari ile çok duygusal bir film diyebiliriz.Şans da lazım.Birşeyler kötü gitmeye başlayınca ardı arkası kesilmiyor..

    YanıtlaSil
  9. Ben de bu filmi beğenmiştim. = )

    YanıtlaSil

Değerli Yorumlarınız İçin Çok Teşekkürler..