Çağlayan Yılmaz-Börü (Türk Mitolojisi)





Bu kitabı tam olarak anlayabilmek için ilk önce yazarın Oz'un kalbi Mu Kıtası romanını okuyun derim ki bazı yerlerde romana yabancı kalmayın.Nitekim romanda geçen Emegen birlikleri ve bazı detayları daha iyi anlayabilmeniz için bahsettiğim kitap bir kılavuz olacaktır.

Türk Mitolojisi denilince akla ilk gelen yazar Çağlayan Yılmaz'dan yine sürükleyici bir roman.Cesur savaşçıların kapıştığı kanlı bir roman olmuş.Fantastik öğelerle harmanlanmış romanlardan hoşlananlar için tavsiye edebilirim,bir de işin içine Türk Tarihi girince romanın  tadı daha bir lezzetli olmuş:)

Uyguriler ve Atlantis arasında geçen büyük savaşa hazır mısınız?Ama bu diğer savaşlara pek benzemiyor haberiniz olsun.Bu savaşta devasa yaratıklar,büyüler,inanılmaz hızlı ve bir o kadar da ölümcül savaşçılar var.Bir yanda Babası Taragay'ın intikamını almak isteyen Börü ve ordusu,diğer tarafta ise devasa Atlantis birlikleri.

Romandaki karakterler gayet güçlü olmuş.Taragay,Bozdoğan,Aysera,Bore,Cerdukay bunlardan bazıları.Orus'uda unutmamak lazım tabiki:)

Kurtların üzerinde savaşa giren Türkleri okuyunca aklıma hemen Yüzüklerin Efendisindeki o sahne aklıma geldi.(Sırtlanların üzerinde savaşanlar).Kurtları bu romanda efsanevi bir öğe olarak kullanmış yazarımız.Türklerin bağımsızlığına ne kadar düşkün bir ırk olduğunu bu romanda bir kez daha anlıyoruz.Başkalarının egemenliğine girmektense ölürüz daha iyi.Amazonların da olaylara dahil olması,kadın savaşcılara ne kadar önem verildiğini gösteriyor aslında.Aysera adlı karakterde kadın savaşcılara karşı olan saygımızı artırdı haliyle:)

NOT:Okumayanlar için Spoiler içerir!!!
Börü'nün babası Taragay ölümlü bir insan olsa da annesi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.İşte bu kısmı pek sevmedim.Tanrısal biriyle ilişkiye giren Taragay'ın oğlu Börü bu anlamda farklı güçlere sahip bir savaşçı oluyor.Gücünü buradan almasa daha iyiydi ama saygı duyuyoruz tabi:)Gerçi bir anlamda haklı olabilir yazar,yoksa Emegen gibi vahşi bir ırkla normal insanların savaşması biraz abes olabilirdi.

Romandaki son savaş kısmı yine az bir zamana sıkıştırılmış.Bu kısım biraz daha uzatılabilirdi.Sonuçta insan romanı okurken büyük bir beklentiye kapılıyor.Roman daha iyi bir sonla bitebilirdi. Son savaş kısmı daha uzun olsaydı ve tasvirler fazlalaştırılsaydı romana tam not verebilirdim.Buna rağmen kendini soluksuz okutan bir roman olmuş.

Panama yayıncılık imla kuralları ve yazım yanlışları konusunda biraz daha dikkatli davransa hiç fena olmayacak.Bazı yerlerdeki bariz yazım yanlışları insanın canını sıka biliyor.

Kitabın devamı olan Börü-2 de raflardaki yerini almış.Onu da kısa bir süre sonra okuyup yorumlayacağım.Bu alanda başarıların daim olsun Çağlayan Yılmaz,sevgiler...


Yorum Gönder

1 Yorumlar

Değerli Yorumlarınız İçin Çok Teşekkürler..