Tatildeyken babamın kitaplığından aşırdığım bir kitapdı ve iyi ki de aşırmışım:).Çerez niyetine gidecek bir roman.Kitapda çok güzel cümleler var.Ders alınası öğütler de var tabi.Muhteşem diyemeyeceğim ama okunabilecek kitaplar arasında kesinlikle.
80 yaşındaki bir ninenin torununa yazıp da bir türlü gönderemediği mektuplardan oluşuyor eser.Aslında tam olarak mektup değilde bir günce tarzında yazılmış eser.İnsanın aile bağlarının,insanın bütün hayatını nasıl etkileyeceğinin çok güzel bir örneği.Ailesinden gereken sevgi ve ilgiyi göremeyen bir kadının kızı ile olan ilişkisi.Hayatın nasıl bir tecrübe olduğunu sergiliyor roman.Kendi ailesinde gördüğü yanlışları kızı üzerinde yapmamaya çalışan ama o ince ayarı veremeyen bir annenin öyküsü.Daha sonra bu kadının torunu arasındaki o duygusal ilişki.Duygusal yönden fevkalade bir kitap.Ahlak duygularının zamanla yozlaştığını çok iyi bir dille ifade edilmiş.Ergen torunuyla girdiği kavgalar damgasını vurmuş romana.İnsanlar yaşlanınca nasıl daha alıngan ve kırılgan olduğunu da görüyoruz.
Ben beğendim,tavsiye ederim...
Hiç bir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme, bekle ve gene bekle.
Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle.
Seninle konuştuğu zaman kalk ve yüreğinin götürdüğü yere git.
KİTABIN TANITIMINDAN:
Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, seksen yaşında bir büyükannenin uzaklardaki torununa yazdığı mektuplardan oluşur. Alabildiğine yalın, gündelik konuşma diliyle yazılmış bu sevgi dolu mektuplar, hem bir iç döküş, hem de bir bilgenin vasiyeti niteliğinde. Yaşlı büyükanne, bu mektuplarda, kendisinin ve kızının dokunakl? yaşamlarının gizli kalmış yönlerini açığa vururken kendi kendisiyle bir iç hesaplaşmayı da birlikte yürütüyor. Değişen gelenekler, altüst olmuş değerler karşısında hissettiklerini, torununa sevgiyle aktarmaya çalışan bu yaşlı kadın, gençliğinde yapmayı göze alamadığı şeyleri yapmasını torununa öğütlerken şöyle diyor: "Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yaptığımız yolculuktur; o özgün çağrıya kulak vermeli, yüreğimizin götürdüğü yere gitmeliyiz."
Susanna Tamaro'nun bu en ünlü kitabı, yayımlandığı günden bu yana yeni okurlarla buluşmayı sürdürüyor.
16 Yorumlar
uzun zaman oldu okuyalı.. bir daha okuma zamanım gelmiş de geçiyor...
YanıtlaSilHaklısınız,tekrar tekrar okunabilir..
Silevet çerez gibi keyifle okumuştum.
YanıtlaSilayrıca, aşırılan kitap hep tatlı olur.
:)))))
Aynen,kitap zaten benim yaşımda var sanırım:)
SilO kadar uzun zaman oldu ki , adı dışında hiç bir şey hatırlamıyorum
YanıtlaSilHaklısınız çok eski bir roman.
SilBende yıllar önce okuyup beğenmiştim. Kitabın birde torunun dilinden yazılmış versiyonu var yüreğinin sesini dinle diye onuda okumanızı tavsiye ederim.
YanıtlaSilBunu bilmiyordum.Onu da alıp okurum.Bilgi için teşekkürler..
SilÇok net hatırlamasam da hatırlıyorum epeyce bişeyler, hoş hatırlamasam da okuduğum kitapları tekrar okuma taraftarı değilim, Klasiklere bir yeniden başlama yapacağım ama -erken dönem okuduklarımdan başlamak üzere- . Ben de beğenmiştim okuduğum zaman:) Keyifli,bol okumalı günler.
YanıtlaSilTeşekkürler size de keyifli okumalar:)
SilOkumuştum ama öyle alıp başımı yüreğimin götürdüğü yere gitmedim yinede:)))
YanıtlaSil:)
SilTamaro'nun en önemli kitabı. Kuşaklar arasındaki farkları çok iyi irdelemiş. Babaannenin kızıyla bile kuşak çatışması varken torununa kendi yapamadığı ama içinde ukde kalan şeyleri yapma tavsiyesi çok ilginç ve duygusal kısımlardı.
YanıtlaSilÇok iyi özetlemişsin abi.Tamamen katılıyorum..
Silçerez demişsiniz ama bence çerez diye harcanmamalı kitap, Tamaro'nun yazdığı en iyi kitaptır bana göre...
YanıtlaSilAslında çerezden kastım hemen okunuyor,sade dili ve anlatımı gayet iyi o yönden demiştim.Yoksa elbette o kadar hafif bir kitap değil:)
SilDeğerli Yorumlarınız İçin Çok Teşekkürler..