Anton Çehov-6.Koğuş(Dünya Klasikleri)



Anton Çehov bir novellaya adeta dünyaları sığdırmış.Kitap beni çok derinden etkiledi.Bu arada şansıma hep beni düşünmeye sevk eden kitaplara denk geliyorum:)Öyle bir kitap ki insanın içinde bulunduğu durumu yeniden sorgulamasına sebep oluyor.Rus Edebiyatı bu anlamda gerçekten çok güçlü.Kitap o kadar etkili ki dönemin yönetcilerinden olan Lenin yapıtı okuduktan sonra dehşete kapılır ve kendisini 6.koğuşa kapatılmış gibi hisseder.

Kitap bir akıl hastanesinde geçmektedir.Hastane yıpranmış,bakımsız ve çok ağır kokan bir hastanedir.Leş gibi kokmaktadır adeta.Hastane içerisindeki bölümlerin birinde 6.koğuş vardır.Eserin konusunun büyük çoğunluğu bu 6.koğuşta geçmektedir.Öyle çok fazla karakter de yoktur eserde.Bu kadar az karakterle,bu kadar dar bir mekanda geçen kitap nasıl olur da insana bu kadar çok şey düşündürüp,hayatı tekrar sorgulamamıza neden olur?Yazar bunu inanılmaz bir şekilde başarmış ve kitap adını klasikler arasına yazdırmayı başarmış.

Konudan bahsedecek olursak;6. koğuşta İvan Dimitriç adında bilgili,kültürlü,kendini her açıdan geliştirmiş,çok zeki ve zamanında varlıklı bir ailede büyüyen bir adam vardır.Hayatı gayet iyi giderken kardeşinin ölümü ve babasının iflas edip cezaevine  girmesinden sonra Dimitriç'in hayatı alt üst olur ve annesi ile ortalıkta kalakalır.Annesi de bir süre sonra hayata veda eder.Hayatta yapayalnız kalan İvan Dimitriç öğrenim hayatını yarıda bırakmak zorunda kalır.Parası da tükenince sadece ekmek ve su ile karnını doyurur aylarca.Hal böyle olunca İvan Dimitriç akli melekelerini kaybetmeye başlar.Kendisini sürekli Polislerin takip ettiğini düşünür ve paranoyak olur.Mahallede işlenen cinayette kendisinin alakası olmadığı halde polisin onu yakalayacağını düşünür ve bir süre aç ve susuz bir şekilde evin bodrumunda saklanır.Bu olanlara daha fazla dayanamaz ve kendisini 6.Koğuşta diğer delilerin arasında bulur.

Hastanede doktorlar da vardır tabi:)Andrey Yefimiç bu doktorlardan birisidir.Salla başı al maaşı modunda bir doktordur.Kendileri sabah 8'de gelir 5 'de eve gider.Evinde vaktinin büyük bir bölümünü kitap okuyarak geçirir.Dünya yansa umurunda olmayan bir tipdir.Hastanenin kara para aklamasından ve buradan para kazanmaktan hiç suçluluk hissetmez:)Bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali.Hastalarıyla bile doğru düzgün ilgilenmeyen bir doktordur.


Bir de Nikita adlı karakter vardır ki oda hastalara karşı yumruklarını konuşturmaktan çekinmeyen gaddar bir görevlidir.Hastanedeki temizlik vb.angarya işlerine bakmaktadır.Hastalar kurallara uymaz ise onları acımasızca döver.

Kitap sıradan bir şekilde devam ederken bir gün Doktor Yefimiç'in 6.Koğuşu ziyaret etmesi ile olaylar bir anda değişir ve kitap kendisini soluksuz bir şekilde kendisini okutur.En azından bende öyle oldu:)

Doktorla  Dimitriç o kadar felsefi konulara ve tartışmalara girerler ki doktor karşısındaki kişinin bırak deli olduğunu şehirdeki en akıllı insan olduğunu düşünmeye başlar ve bu ziyaretleri sık sık yapmaya başlar.Dimitriç o kadar zeki ve güzel muhabbet eden birisidir ki doktor bu durum karşısında şaşırıp kalır.Dimitriç bir konuşma esnasında doktor der ki:''Yüzlerce deli dışarda dolaşırken bizi burada esir tutuyorsunuz der.Adalet bunun neresinde der.Burada yine aklımıza gelen metafor aslında güçlülerin güçsüzleri ezdiği,düşünüp irdeleyenlerin ve sistemi eleştirenlerin tutuklandığı bir senaryo aklımıza gelmektedir.Her zaman büyük balık küçük balığı yemeye devam edecektir ne de olsa.

Gel zaman git zaman doktor bu muhabbetlerden sonra Dimitriç'e hayran olmaktadır.Gerçekten asıl deli biz isek ve bu adam akıllı ise diye düşünmekten kendini alıkoyamaz.Doktor ile Dimitriç arasında geçen diyaloglar gerçekten mükemmel ve insanı düşünmeye sevk eden cinsdendir.

Doktorun sürekli Dimitriç'i ziyarete gitmesi diğer doktorların dikkatini çekmektedir.Bunun üzerine diğer doktorlar da Yefimiç'in aklını kaybetmeye başladığını düşünürler.Kitabın geri kalanını anlatmak istemiyorum:)

Empati kavramı üzerinden insanı düşünmeye sevk eden ölümsüz bir eser olmuş.Bu kadar kısa sayfalara bu kadar anlam yüklemek her yazarın harcı değildir.Herkesin okuması gereken muazzam bir yapıt.Okurken Lenin'in de dediği gibi kendinizi 6.koğuşta hissetmeye hazır mısınız?

Yorum Gönder

14 Yorumlar

  1. Gerçekten çok başarılı bir kitaptı. Tekrar tekrar okunabilir:)

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel anlatmışsınız, harika bir inceleme olmuş. Neyse ki kitap elimde var, uygun bir zamanda okumak istiyorum. :)

    YanıtlaSil
  3. Sizde çok güzel anlatmışsınız. Bende Çehov'un Hikayeler başlıklı bi kitabının içinde var bu uzun hikaye. Anlatımınız fazlasıyla kitaba yakınlaştırdı beni.

    YanıtlaSil
  4. Güzel bir kitap konusu ilgimi çekti

    YanıtlaSil
  5. Çehov, dünyadan ilk okuduğum yazarlar arasında ve kalemi beni hep düşünmeye başka şeyler aramaya sevk ediyor her defasında

    YanıtlaSil
  6. Yazardan okuduğum ilk kitap ve en sevdiğim. Daha sonra birçok eserini okudum ama 6. Koğuş'un verdiği hissi vermedi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sırada martı adlı kitabı var bakalım onu okuyunca ne hissettirecek

      Sil
  7. İnsanı düşünmeye ve sorgulamaya sevk ediyor bu yönüyle ilginç

    YanıtlaSil
  8. İnsana birşeyler katan bir kitap, en azından bende öyle oldu:)

    YanıtlaSil

Değerli Yorumlarınız İçin Çok Teşekkürler..